Fatiha-i Şerife ve istikamet dersi

kuran_1Üçüncü Medrese-i Yusufiye olan Afyon hapsinde telif edilen On Beşinci Şuâ El-Hüccetü’z-Zehra Risalesi İki Makamdan ibaret kıymetli bir ders.
Birinci Makamın İkinci Kısmı ise Fâtiha-i Şerifenin bir muhtasar hülâsası.

Bediüzzaman Hazretleri El-Hüccetü’z-Zehra Risalesinin önemini şu şekilde ifade ediyor: “Bu ders zâhiren küçük, hakikaten pek büyük ve çok kuvvetli ve çok geniş bir risaledir. Hem benim tefekkürî hayatımın, hem Nurun tahkikî hayat-ı mâneviyesinin ilme’l-yakîn-ayne’l-yakîn ittihadından çıkan bir meyve-i imaniye ve firdevsî bir semere-i Kur’âniyedir.”

İkinci kısımda yer alan Fâtiha-i Şerife tefsirinde Fâtiha-i Şerifenin altıncı kelimesi olan “İhdinâ’s-sırâta’l-müstakîm (Bizi doğru yola ilet)” âyetinin kudsî manalarını anlamaya çalışacağız.

“Evet, nasıl bir yerden bir yere giden yolların ve bir noktadan uzak bir noktaya çekilen hatların en kısası ise, en doğrusudur ve müstakîmidir. Aynen öyle de, mâneviyatta ve mânevî yollarda ve kalbî mesleklerde en doğrusu, en müstakîmi ise en kısa ve en kolayıdır. Meselâ, Risale-i Nur’da bütün muvazeneleri ve küfür ve iman yollarının mukayeseleri kat’î gösteriyorlar ki, iman ve tevhid yolu gayet kısa ve doğru ve müstakîm ve kolaydır ve küfür ve inkâr yolları gayet uzun ve müşkülâtlı ve tehlikelidir.” hakikatinden anlaşıldığı üzere iman ve tevhid istikameti gerektirir. Küfür ve inkâr yolları gayet uzun ve müşkülâtlı ve tehlikeli istikamet dışı yollardır. Risale-i Nur’un manevî yolu istikamet üzere bir yoldur ve o yolda gidenlerin de istikametli olmasını ister. “Demek bu istikametli ve hikmetli ve her şeyden en kısa ve kolay yolda sevk edilen bu kâinatta, elbette şirk ve küfrün hakikatleri olamaz. Ve iman ve tevhidin hakikatleri, bu kâinata güneş gibi lâzım ve vacibdir.” hakikatini ders veren Bediüzzaman Hazretleri kâinattaki istikameti nazarlarımıza sunuyor. Zerrelerden yıldızlara kadar her şeyin en kısa ve kolay yolda sevk edilmesi kâinatın her yerinde istikametin hâkim olduğunu gösteriyor.

“İşte bunlara kıyasen, hayat-ı şahsiye ve hayat-ı içtimâiyede, bütün yollarında istikamet en faideli ve kolay ve kısadır. Ve sırat-ı müstakîmi kaybedilse, o yollar pek belâlı ve uzun ve zararlı olur.” hakikatinden de anlaşıldığı üzere istikamet faideli, kolay ve kısadır. Hem hayat-ı şahsiye hem de hayat-ı içtimaiyemiz için gerekli olan istikamet dersini bizlere veren Risale-i Nur, imanî ve Kur’ânî dersleriyle istikamet yolunu gösteriyor, hayat-ı şahsiye ve hayat-ı içtimaiyemizi istikametsizlikten kurtarıyor. “Demek İhdinâ’s-sırâta’l-müstakîm (Bizi doğru yola ilet)’ pek çok câmi’ ve geniş bir dua, bir ubudiyet olduğu gibi, bir hüccet-i tevhide ve bir ders-i hikmete ve bir tâlim-i ahlâka işaret eder.” sırrınca, istikameti kazanmak bu âyetin bize verdiği ders-i hikmetle ve tâlim-i ahlâkla olacaktır. Her alanda sahip olunması gereken istikamet için böyle câmi’ ve geniş bir duâya ihtiyaç vardır.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.


*