Bediüzzaman’a göre; İslâm deccalının istibdat devreleri

Hem Büyük Deccalın, hem İslâm Deccalının üç devre-i istibdatları mânâsında üç eyyam var. “Bir günü, bir devre-i hükûmetinde öyle büyük icraat yapar ki, üç yüz sene yapılmaz…”

On İkinci Mesele

Rivayetlerde var ki, “Deccalın birinci günü bir senedir, ikinci günü bir ay, üçüncü günü bir hafta, dördüncü günü bir gündür.”

Lâ ya’lemu’l-gaybe illallah. (Gaybı ancak Allah bilir) Bunun iki tevili vardır:

Birisi: Büyük Deccalın kutb-u şimâlî dairesinde ve şimal tarafında zuhur edeceğine kinaye ve işarettir. Çünkü kutb-u şimâlînin mevkiinde bütün sene, bir gece bir gündüzdür. Bir gün şimendiferle bu tarafa gelse, yaz mevsiminde bir ay mütemadiyen güneş gurub etmez. Daha bir gün otomobil ile gelse, bir haftada daima güneş görünür. Ben Rusya’daki esaretimde bu mevkie yakın bulunuyordum. Demek Büyük Deccal, şimalden bu tarafa tecavüz edeceğini mu’cizâne bir ihbardır.

İkinci tevili ise: Hem Büyük Deccalın, hem İslâm Deccalının üç devre-i istibdatları mânâsında üç eyyam var. “Bir günü, bir devre-i hükûmetinde öyle büyük icraat yapar ki, üç yüz sene yapılmaz. İkinci günü, yani ikinci devresi, bir senede, otuz senede yapılmayan işleri yaptırır. Üçüncü günü ve devresi, bir senede yaptığı tebdiller on senede yapılmaz. Dördüncü günü ve devresi âdileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır” diye, gayet yüksek bir belâgatla ümmetine haber vermiş.

On Üçüncü Mesele

Katî ve sahih rivayette var ki, “İsa Aleyhisselâm Büyük Deccalı öldürür.”

Vel’ilmü indallah, bunun da iki veçhi var:

Bir veçhi şudur ki: Sihir ve manyetizma ve ispritizma gibi istidracî harikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden o dehşetli Deccalı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek, ancak harika ve mu’cizâtlı ve umumun makbulü bir zat olabilir ki, o zat, en ziyade alâkadar ve ekser insanların peygamberi olan Hazret-i İsa Aleyhisselâm’dır.

İkinci veçhi şudur ki: Şahs-ı İsa Aleyhisselâmın kılınciyle maktul olan şahs-ı Deccalın, teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı mânevîsini öldürecek ve inkâr-ı ulûhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek ancak İsevî ruhânileridir ki, o ruhâniler din-i İsevînin hakikatini hakikat-i İslâmiye ile mezc ederek o kuvvetle onu dağıtacak, mânen öldürecek. Hattâ, “Hazret-i İsa Aleyhisselâm gelir, Hazret-i Mehdîye namazda iktida eder, tâbi olur” diye rivayeti, bu ittifaka ve hakikat-i Kur’âniyenin metbuiyetine ve hâkimiyetine işaret eder.

On Dördüncü Mesele

Rivayette var ki, “Deccalın mühim kuvveti Yahudidir. Yahudiler severek tâbi olurlar.”

Allahu a’lem, diyebiliriz ki, bu rivayetin bir parça tevili Rusya’da çıkmış. Çünkü, her hükûmetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya memleketinde kesretle toplanıp intikamlarını almak için, komünist komitesinin tesisinde mühim bir rol ile Yahudi milletinden olan Troçki namında dehşetli bir adamı, Rusya’nın Başkumandanlığına ve terbiyegerdeleri olan meşhur Lenin’den sonra Rus hükûmetinin başına geçirerek Rusya’nın başını patlatıp bin senelik mahsulâtını yaktırdılar. Büyük Deccalın komitesini ve bir kısım icraatını gösterdiler. Ve sair hükûmetlerde dahi ehemmiyetli sarsıntılar verip karıştırdılar.

Şuâlar, s. 506, (yeni tanzim, s. 916)

LÜGATÇE:

deccal: Kıyâmet kopmadan önce gelen, İslâmiyeti ortadan kaldırmaya çalışan, dinlere savaş açan, yalancı, aldatıcı, hilekâr kimse.

kutb-u şimâlî: Kuzey kutbu.

şimal: Kuzey.

şimendifer: Tren.

devre-i istibdat: Diktatörlük dönemi; baskı dönemi.

eyyam: Günler.

istidracî: Hakkı ve hakîkî değeri olmadığı halde ve kabiliyetsiz bir kimsenin çok nîmete kavuşması ve bu sebeple küfür ve isyana devam etmesiyle azap ve gazab-ı İlâhiyeye yaklaşması türünden.

inkâr-ı ulûhiyet: Cenâb-ı Allah’ı inkâr fikri.

metbuiyet: Tâbi oluş. Başkasının kendisine tâbi oluşu.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.


*