Risâle-i Nûrlar Sefine-i Nuh Gibidir
“Risâle-i Nûr, sefine-i Nuh gibi, Anadolu’yu cebel-i Cudî hükmüne getirip, küre-i arzın yangınından ve tokatından kurtulmasına bir sebeptir.[1]”
“Risâle-i Nûr, sefine-i Nuh gibi, Anadolu’yu cebel-i Cudî hükmüne getirip, küre-i arzın yangınından ve tokatından kurtulmasına bir sebeptir.[1]”
Meslek-i Risâle-i Nûr; Risâle-i Nûr yolu, Risâle-i Nûr mesleği ve tarzıdır. Elbette ki Risâle-i Nûr’un Kur’ân ve sünnetten alınan bir mesleği vardır. Bu meslek sahâbe mesleğinin bir cilvesi ve bu asra yansımasıdır.
Bismillah her hayrın başıdır “Bismillâh her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız.[1]” Bismillah her hayrın başı, hayırlı işlerin mukaddemesi ve Sözler’in kapısının eşiği, Birinci Söz’ün ilk cümlesinin ilk kelimesi.
Ebedî saadeti netice vermek üzere kurulduğu halde çarkların birbirine girmek suretiyle bu hedeften uzaklaştığı bir fabrikayı, sahibi kırıp dağıtır. Ama hizmetleri fabrikasız bırakmaz.
Peygamberimizin (asm) emriyle bütün ümmetin, fitnesinden Allah’a sığındığı “Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz.” 1 Günümüz insanını ilgilendiren bu hadis-i şerifi tevil eden Üstad Bediüzzaman Hazretleri, ahirzamanın en dehşetli fitnelerinin neler […]
Tevekkülün kelime mânâsı; vekîl kılma, işi başkasına havale etme. Allah’a dayanma ve güvenme, gücünün yetmediği yerde Allah’tan bekleme.
“Risâleti’n-Nur, bu asrı, belki gelen istikbali tenvir edebilir bir mu’cize-Kur’âniyedir.”
Üstad Bediüzzaman Hazretleri Yirmi birinci Lem’a’nın sonunda yazdığı özel bir mektubda, Risâle-i Nur’la meşgul olmanın beş türlü ibadeti kazandırdığını belirtmektedir. “Yazıda usanan ve ibadet ayları olan Şuhur-u Selâsede sair evradı, beş cihetle ibadet sayılan Risâle-i […]
Günah, cezayı gerektiren amel. Dine aykırı iş. Allah’ın emirlerine uymayan hareket mânâlarını taşımaktadır.1 Bu dünya misafirhanesine imtihan için gönderilen ve Sultan-ı Ezelî olan Cenâb-ı Hak tarafından yokluk karanlıklarından ziyadar varlık âlemine çıkarılan,
İman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. Hakikî imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir” (Sözler)
Risâle-i Nur Külliyatı’nda dikkat çeken bahislerden birisi de ‘Yedinci Söz’dür.
Sakarya’dan telefonla arayan üniversiteli gençlerden bir grup; “Bediüzzaman, Mektubat’ta, ‘Hem Türk unsurunda ebedî kabil-i iltiyam olmamak (iyileşmeyecek) suretinde bir inşikak çıkacak.
Kar, soğuk, ateş, yağmur gibi nevîlerin yüzer hikmetleri, maslahatları içinde bazı dikkatsiz ve ihtiyatsızlar, su-i ihtiyarlarıyla kendileri hakkında şer yapsa…
Vehhâbîlik az bir fırkadır. Koca âlem-i İslâmın havz-ı kebîri içinde ya erir, ya îtidâle gelir; çünkü menbâı hâriçte değil ki, âlem-i İslâmı bulandırsın. Menbâı hariçte olsaydı, çok düşündürecekti…
İkinci Nükte Şu Vehhâbî meselesinin âlem-i İslâmın an’anesi itibâriyle nasıl ki üç esası var; öyle de, âlem-i insâniyet itibâriyle dahi üç esâsı vardır:
Copyright © 2008-2021 - SorularlaSaidNursi.com | Powered by EuroNur