Meslek ve meşreplerin hakka istinadı
İslâm’a hizmet dâvâ eden meslek ve meşrepleri ta’rîf ederken ikiye ayırabiliriz. Bediüzzaman Hazretleri de meslekleri ‘müsbet ve menfî’ olarak ikiye ayırmıştır.
İslâm’a hizmet dâvâ eden meslek ve meşrepleri ta’rîf ederken ikiye ayırabiliriz. Bediüzzaman Hazretleri de meslekleri ‘müsbet ve menfî’ olarak ikiye ayırmıştır.
Bizi yakînen tanıyan ve takip edenler bilirler ki, münâkaşalı konulara girmeyiz. Ancak Risâle-i Nur üzerine yapılan tartışmalara da bigâne kalamayız.
Münâkaşa; kısaca ölçüsüz ve mîzânsız tartışmaktır. Aynı zamanda da sert tartışma ve ağız kavgasıdır. Bir konu hakkında, hep kendini haklı göstermek için karşısında konuşan kimsenin kalbini kıracak şekilde sözü uzatmak ve gönül incitmektir. Elhâsıl kötü […]
“Karşımızdaki dinsiz anarşist ve millet ve vatan düşmanlarıdır.1” Dinsizler ve anarşistler, zehirlemekten zevk alan akrep misilli ve habîs rûhludurlar. Öldürmekten ve yok etmekten menhus bir lezzet alırlar. Âciz ve çaresizdirler.
“Birinci Şuâ’da ‘…altı erkân-ı imaniye ile beraber hakikat-ı İslâmiyet olan yedi esası…’ cümlesinde geçen bu yedi esas nedir? 2. Yedinci Âyet: …998 adediyle Risalet-ün Nur’un 998 adedine tam tamına tevafukla… Cümlesinde geçen Risalet-ün Nur’un 998 […]
“Bediüzzaman Şualar’da, ‘Siz bu şiddetli imtihana girmek ve inceden inceye sizi kaç defa altın mı, bakır mı diye mehenge vurmak ve her cihette sizi insafsızca tecrübe etmek ve “Nefislerinizin hisseleri ve desiseleri var mı, yok […]
Kur’ân-ı Kerîm’de “Hevâ ve heveslerini kendisine mâbud edinen kimse.” 1 buyrulur. Kur’ân’ın nazarında hevâ, dalâlete ve sapkınlığa en yakın bir hâldir. Kur’ân’da Cenâb-ı Hak; Resûlullah’a (asm) şöyle emreder:
-Bu bir meslek ve meşrep yazısıdır- Bediüzzaman Hazretleri “Nur-u akıl kalbden gelir”1 der. Ayrıca “Kalpsiz akıl olamaz”2 diyerek önemli bir noktaya temas eder. Hatta “Ziya-i kalbsiz olmaz nur-i fikir münevver.”3 Çünkü kalb, îmânın mahallidir. “İmanın […]
Risâle-i Nur’un esâs mesleği hakikî ihlâs olmak cihetiyle (1); Nurun mesleğinin en mühim esâsı sırr-ı ihlâstır.
Gerçeğe giden yol engellerle doludur. Bu engellere takılanlar hakikatın semasına kanat açamazlar, yere çakılıp kalırlar. Mesela, Hıristiyanlar özellikle şu üç engele takılıp kalmışlar, hak dinden udûl edip dalalete düşmüşlerdir:
Bediüzzaman Said Nursi’nin, “Yeni Said” olarak tanımlanan döneme intibaktan sonra kendini tamamen “iman hakikatleri”ni neşre ve tebliğe hasrettiği, üzerinde tartışma götürmez bir gerçektir. Dolayısıyla bu makalenin amacı, onun bu gayesine hizmet edebilecek siyasi ve sosyal […]
Her ne kadar Batı dünyasında yaşayanların maddi ihtiyaçları karşılanmış ve çoğunluk refah içinde yaşıyorsa da, en temel ihtiyaçlar karşılanmamış durumdadır ve hatta daha da müzminleşmiştir.
İnsanların eline terhis tezkeresini verip, vazifelerinin bittiğini, imtihanlarının sona erdiğini, artık mükafat-mücazat zamanının geldiğini haber veren, Azrail Aleyhisselamdır. Dört büyük melekten birisidir.
Ölüm çoğunlukla hayatımızın soğuk yüzü ve korku ile algıladığımız bir kavram olagelmiştir. Bu kavramın sürekli hatırda tutulması anlamına gelen rabıta-i mevt sadece madde boyutu ile varlığı anlamlandırmak gayretindeki nazarlara garip gelebilir.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri tarafından Şam’da Cami-i Emevî’de irad edilen, çok ehemmiyetli görüldüğü için bir haftada iki defa tab edilen bu eser, Said Nursî’nin ifadesiyle “Cami-i Emevî yerine âlem-i İslâm camiinde, üç yüz yetmiş milyon […]
Copyright © 2008-2021 - SorularlaSaidNursi.com | Powered by EuroNur