“Bediüzzaman Said Nursî” ismi hakkında
Özel niteliğe sahip bazı isimlerin yerine, başka bir isim ikame edilemez. İşte “Bediüzzaman Said Nursî” ismi de böyle bir isim. Bu ismin yerine başka bir isim koymak doğru olmuyor, çünkü Bediüzzaman Said Nursî
Özel niteliğe sahip bazı isimlerin yerine, başka bir isim ikame edilemez. İşte “Bediüzzaman Said Nursî” ismi de böyle bir isim. Bu ismin yerine başka bir isim koymak doğru olmuyor, çünkü Bediüzzaman Said Nursî
Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve cemaat! Ve ey Al-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Aleviler! Çabuk bu manasız ve hakikatsiz, haksız, zararlı olan nizaı aranızdan kaldırınız. Yoksa,
Eğer ruhumuz, cesedimizin şekillendirildiği ilk anlarda onunla irtibatlı olsaydı ve hafızamız olup da yaşadıklarımızı kaydetseydi, aczi anlatmaya gerek kalmazı herhalde.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri, “Cenab-ı Hak’ka vasıl olacak (ulaşacak) tarikler (yollar) pek çoktur. Bütün hak tarikler Kur’ân’dan alınmıştır. Fakat tarikatlerin (yolların) bazısı bazısından daha kısa, daha selâmetli, daha umumiyetli oluyor.
Talim-i Esma, Cenâb-ı Hak tarafından ilk olarak Hazret-i Âdem Aleyhisselâma isimlerin öğretilmesi mu’cizesidir. Yani, “Şahs-ı Âdem’e tâlim-i esmâ ünvanıyla, nev-i benîâdem’e ilham olunan bütün ulûm ve fünûnun tâlimini ifade eder.” 1
Bediüzzaman’ın bilime ve teknolojiye yaklaşımı son derece ilginçtir. Diğer konularda olduğu gibi bu konuda da anlamlı bir çıkış yaptığı söylenebilir.
Risale-i Nur tefekkürünü bir yerlere yerleştirmek gerektiğinde, İslam alemindeki düşünce akımlarıyla arada birtakım benzerlikler bulunabilir. Onda bazı yönlerden tasavvufun izini, kelamın metodunu, hatta felsefeyi bulmak mümkündür.
Kişi emniyet ve bütünlüğünü ancak “Allah’a ve kanunlarına teslim olmakla” koruyabilir ve geliştirebilir. Böylece Kur’an’da sık sık ism-i fail olarak kullanılan Müslim kelimesi de “kendini Allah’a ve Allah’ın kanunlarına teslim eden kişi” anlamına gelmektedir.
ME’MURİN VE KETEBE VE MÜSTEHDEMİN-İ DEVLET-İ ALİYYENİN TERCÜME-İ HALLERİNİN TAHLİLİNE MAHSUS VARAKADIR -KIYMETİ ON KURUŞTUR-
Üstad Bediüzzaman, İttihad ve Terakki’yi şahıslarından dolayı değil savunduğu “hürriyet, müsâvât ve adalet” fikirlerinden dolayı desteklemiştir. Ama İttihadçılar, devletçiliğe ve istibdada yönelirken, bu fikirler Ahrar’larda kalmıştır.
Lügâtlerde “tecdîd” kavramı yenileme, yenilenme, yeni hale getirme olarak bilinir. Tecdîd hareketi meşrû’ ve sünnetullahtır.
MESLEK OLARAK VAHDETÜ’L-VÜCUD Dokuzuncu Lem’a, Vahdetü’l-Vücudun ince sırları ile ilgili sorulan sorulara cevap sadedinde yazılmıştır. Vahdetü’l-Vücut, varlıkta birlik demek olup, gerçek vücut sahibi olarak sadece Cenâb-ı Allah’ı bilmek, O’nun dışındaki diğer
Büyük Doğu, Necip Fazıl Kısakürek’in 1943 yılında yayınlamaya başladığı derginin ismidir. Bu isim altında yazılar kalem alanlar ise kendilerine “Büyük Doğucu” demekteydi.
Risâle-i Nûr’da öyle ifâde ve kavramlar vardır ki, sosyal hayatta kullandığımız zaman sanki yanlış kullanılmış gibi algılanmaktadır. Hatta bu ifâdeleri ilk duyanlar şaşkınlıklarını gizleyemiyor, hatalı kelime ve cümle kullandığımızı imâ eder bir duruş ve söz […]
Risâle-i Nûrların usûl ve ahkâm-ı esâsiyesi önemli bir mevzû. Hele ki şahs-ı mânevî başlı başına incelenmesi ve işlenmesi gereken bir konudur.
Copyright © 2008-2021 - SorularlaSaidNursi.com | Powered by EuroNur