Üstad’ın köşe yazarlığı yaptığı gazeteler
Gerçek bir hürriyet aşığı ve kahramanı olan Bediüzzaman, her zaman ve zeminde fikirlerini pervasızca söyler. Hürriyetin; Kur’an ve Sünnet-i Seniye çerçevesini; aklî, mantıkî dayanaklarını ortaya koyar.
Bu düşüncelerini Meşrûtiyetin ilânının üçüncü gününde 27 Temmuz 1908 tarihinde İstanbul/Sultanahmed Meydanı’nda, bir hafta sonra da Selanik’te meşrûtiyetin mânâsı ve ehemmiyeti üzerine bir nutuk irad eder.
Bu tarihten sonra nâşir-i efkâr olan gazetelerde yazılar, makaleler yazmaya başlar. Bu büyük bir cesaret isteyen yeni bir hizmet tarzıydı. Yazı ve makalelerinin yer aldığı gazeteler şunlardır:
1-Misbah: Hürriyet nutukları yayınlanır.
2-Şûrâ-yı Ümmet: Hamidiye Alayları.
3-Volkan: Bediüzzaman’ın yazılarının en çok yayınlandığı 1908-1909. İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti’nin yayın organı.
Derviş Vahdetî’yi edeb ve nezakete dâvet eder, dengeler, düzeltir: “Biraderim Derviş Vahdetî Beye!” başlığıyla çıkıp, ilk cümlesini, “Edipler edepli olmalıdır…” (Bediüzzaman Said Nursi, Eski Said Dönem Eserleri, Nutuk, Yeni Asya Neşriyat, Mart 2009, s.124) şeklinde önemli bir prensiple kurar.
4-Mizan: Mizancı Mehmed Murad Bey’in (1896-1908) çıkardığı gazete.
Şehzadebaşı Ferah Tiyatrosu’nda verdiği konferansı sabote etmek ve konuşmasına mâni olmak için buraya gelen İttihatçıların eylemi, Bediüzzaman Said Nursî’nin gayretleriyle boşa çıkarılmıştır. Bu grubun çıkardığı gürültü ve kargaşa üzerine kürsüye çıkan Bediüzzaman, Mizancı Murad’a sahip çıkarak, “Hatibin sözünü kesmenin, meşrûtiyet âdâbına uymadığı”nı belirtmiş, bazı ellerin silâha sarılmasına kadar varan salondaki gerginliğin yatışmasına vesile olmuştur.
Çok yönlü bir fikir adamı olan Mizancı Murad, hürriyetin tarifi ve sınırları konusunda Tanin yazarı olan Hüseyin Cahit ile tartışmaya girmiştir. Bu fikrî münakaşada Mizancı Murad’ı destekleyen Bediüzzaman, onun haklı, Hüseyin Cahit’in ise haksız olduğunu ifade etmiş, ayrıca “gerçek hürriyet”i tarif ederken, “Tam ve mükemmel hürriyet, kişinin firavunlaşmaması ve başkasının hürriyeti ile alay etmemesidir. Şüphesiz, gaye haktır; ama mücadele üslûbu uygun değildir” (Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s.56) tesbitinde bulunmuştur.
5-Serbestî: Askerlere hitaben yazılan yazılar bu gazetede… Hasan Fehmî (1874-1909),
6 Nisan 1909 günü vurularak öldürülmüş ve Türkiye’de “ilk basın şehidi” olarak tarihe geçmiştir. öldürülmesi 31 Mart Hadisesi’nin önemli olaylarından birisi olarak kabul edilir.
6-Şark ve Kürdistan: Sultan II. Abdülhamid’e seslenir.
7-Kürt Teavün ve Terakki (Kürt Yardımlaşma ve İlerleme Gazetesi): İlk Kürtçe makalesini burada neşreder.