Risale-i Nur’un her eserinden istifade etmek

risaleinur-00050Risale-i Nur’un bazı eserlerini okumayarak o eserlerden istifadeden uzak kalmak tehlikesine karşı, Nurların birbirine tercih edilmeyeceğini vurgulamak istiyoruz.
“Artık Sözlerinizin hiçbirini diğerine tercih edemiyorum. Zira, birine mühim derken, diğeri daha mühim ve bir diğeri ehemm olarak kendini gösteriyor. Binaenaleyh, envâr-ı Kur’âniyeyi gökteki yıldızlara benzetiyorum. Filhakika yıldızlar parlaklık itibarıyla birbirinden farklı ise de, hepsi yıldızdır. Ve aynı menbadan ahz-ı envâr etmede olduklarından, keyfiyetçe yekdiğerinden farkı yok gibidir. Sözleriniz aynen böyledir.” (Barla Lâhikası) diyen Re’fet Ağabey, çok güzel bir kıyasla Risale-i Nur eserlerinin birbirine tercih edilemeyeceğini ifade ediyor. Risale-i Nur’un bir kısım kitaplarını özellikle içtimaî hayata bakan kitaplarını göz ardı ederek –hâşâ- ehemmiyeti kalmamış gibi davranmanın yanlışlığı ortadadır. Her bir Risale kendi makamında mühim ve ehemmiyetlidir. Risaleler arasında kıyas yapmak yanlış olup, her bir Risaleyi kendi makamındaki riyaseti ile değerlendirmek gerektir. Risale-i Nur’un bir kısım eserlerine yabancılaşmak, umumî veya şahsî okumalarda o eserlere hiç yer vermeyerek âdeta unutmuş gibi ihmalkârlık göstermek bir mesuliyettir diye düşünüyoruz.

Yine Barla Lâhikası’nda Ahmet Hüsrev Ağabeyin ifadesiyle;  “İşte, o Risaleler ki, her biri başlı başına menbaları ve mecraları ayrı ve fakat bir bahr-i muhît-i ummana dökülen nehirler gibidir.” hakikatince, her bir Risalenin menba ve mecrası farklı da olsa hepsi Risale-i Nur denizine döküldüğü için aslında fark yoktur. Risalelere, menba ve mecrasının farklılığına göre bakarak ayrım yapmak yerine o farklı menba ve mecraların döküldüğü büyük ve ulvî Risale-i Nur denizini görmek gerektir. Güzel bir bahçeye giren bir insanın yüzler çeşit güzel çiçekler arasından hangisini koparacağına karar veremeyip nihayet hepsinden bir demet yaptığı gibi bizlerin de Risale-i Nur’un her eserinden istifade etmemiz gerekmektedir.

04 Eylül 2016, Pazar