“Hükümetin işine karışmayacağız” sözünü nasıl anlamalı?

Bazı zevat-ı bimuhakeme artık AKP’nin “dehşetli hata ve kusurlarını tevil ile papağan gibi müdafaa etmeye mecal” bulamadıklarından Bediüzzaman’ın şu söz ve tesbitine sarılıyor:
“Hükümetin işine karışmayacağız. Zirâ, hikmet-i hükümeti bilmiyoruz.” 1

Boğazına kadar “siyasete gömülmüş, netameli işlerine bulaşarak iktidara yamanmış” olanların bu sözü ısrarla telkin etmesinin psikolojik saikini ele alacağız.

Önce bu sözü de vuracağımız şu muhteşem ölçüye, mihenge vurup insaf, iz’an, samimiyet ve dürüstlük değerlendirmemiz gerektirir:

“Söylenene bak, söyleyene bakma’ denilmiştir. Fakat ben derim: Kim söylemiş? Kime söylemiş? Ne içinde söylemiş? Niçin söylemiş? söylediği sözü gibi dikkat etmek, belâgat nokta-i nazarından lâzımdır, belki elzemdir.” 2

Buna bakmadıklarına göre onların dertleri Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamandaki içtimaî/siyasî “ölçü, prensip, strateji ve hizmet metotlarını” ortaya koyan Bediüzzaman’ı anlamak değil; onu siyasî, hasis emel ve çıkarlarına alet ve istismar etmektir.

Meselenin bu boyutu da anlatılır Risale-i Nur’da; şöyle ki:

“Niçin namaz kılmıyorsun?” demişler. O da ‘Kur’ân’da  var’ demiş. ‘Bunun arkasını, yani, ‘Ve entüm sükara”yı/sarhoş olduğunuz zaman’ı 3 da oku’ denildiğinde, ‘Ben hafız değilim’ demiş olması kabilinden, Risale-i Nur’un bir cümlesini tutup o cümleyi tâdil ve neticeyi beyan eden âhirini almayarak…” 4 “siyasî Bektaşilik” yapmaktır.

Yani, Kur’ân hakikatlerine uymak değil, onları kendine uydurmaktır!..

Bunları tuzağa düşüren de günümüz dünya siyasetini kurgulayan ve onu dindarlara uygulatan Deccalizm/Süfyanizm ve bunların kolları “ifsat, ahlâksızlık, dinsizlik, zındıka, mason komiteleri” ile “ehl-i dünyanın hafiye ve propagandacıları”, “Hükümetin işine karışmayacağız. Zirâ, hikmet-i hükümeti bilmiyoruz.” sözünü telkin ederek iğdiş ediyorlar.

Dipnotlar:

1- Divan-ı Harb-i Örfî, Yeni Asya Neşriyat, s. 23. 2- Muhakemat, Yeni Asya Neşriyat, s. 100. 3- Nisâ Sûresi, 4:43. 4- Bediüzzaman, Şuâlar, 254.