Hizmette istikamet

meşveretÜstadımız Bediüzzaman Said Nursî (ra) daha Barla’da hizmet-i imaniye ve Kur’âniye’ye başladığı zaman bu hizmetin esaslarını da vaz ediyordu.
Şöyle diyordu:

“Hayat vahdet ve ittihadın neticesidir. İmtizaçkârâne ittihad gittiği vakit manevî hayat da gider. Tesanüd bozulsa cemaatin tadı kaçar. Bilirsiniz ki, üç elif ayrı ayrı yazılsa kıymeti üçtür. Tesanüd-ü adedî ile yazılsa, yüz on bir kıymetinde olduğu gibi, sizin gibi üç-dört hâdim-i Hak, ayrı ayrı ve taksimü’l-a’mâl olmamak cihetiyle hareket etseler, kuvvetleri üç-dört adam kadardır. Eğer hakikî bir uhuvvetle, birbirinin faziletleriyle iftihar edecek bir tesanüdle, birbirinin aynı olmak derecede bir tefâni sırrıyla hareket etseler, o dört adam, dört yüz adam kuvvetinin kıymetindedirler.” (Barla Lâhikası, 2006, s. 209; Tarihçe-i Hayat 2009, s. 327.)

**

Bediüzzaman Kastamonu’da da şu dersi verir:

“Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet şahs-ı maneviye göre olur. Maddî ve ferdî ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı.” Sonra kendisini misal vererek din ve iman hizmetinin kendisine mal edilmemesini söyler. “Risale-i Nuru methedin beni değil” der. (Kastamonu Lâhikası, 19.)

Bu ifadeleri okuyan Nur Talebelerinin belli şahısları öne çıkararak hizmeti şahıslara bina etmesi mümkün mü?

**

Bediüzzaman daha sonra iman ve Kur’ân hizmetinin “Risale-i Nur’a” ait olduğunu ifade eder. (KL, 27-28.) Nur Talebelerinin görevi Risale-i Nurları neşrederek muhtaçlara ulaştırmak ve okunmasına çalışmak olduğunu ders verir.

Risale-i Nurlara hizmet edenlere değer verir. “Benim dünyada medar-ı tesellim ve sürurum sizlersiniz” der. (KL, 28.) Bir araya gelerek “cemaat” şeklinde hizmet etmelerini ister.

**

Cemaat nasıl teşekkül edecektir? Cemaat belli şahısların etrafında toplanan gruplar değil, belli amaçlar ve hedefler etrafında bir araya gelen hizmet erlerinin beraberliğidir.

Cemaati oluşturan fikirlerdir. İttihat ve ittifakı sağlayan inançlar ve fikirlerdir.  Zira “İttihad cehl ile olmaz. İttihat imtizac-ı efkârdır. İmtizac-ı efkâr, marifetin şuâ-ı elektrikiyle olur.” (Münâzarât 1999, s.113.)

**

“Cemaatte vahid-i sahih olmazsa cem ve zam kesir darbı gibi küçültür.” Vahid-i sahih “fikir birliği” ile sağlanır. Fikir birliği “Meşveret ve Şûrâ” ile kazanılır. Bu birliği devam ettirmek ise “Gazete” ve “Neşriyatı” takip etmekle olur.