Dünya ciheti Risale-i Nur’dan istenilmez
Risale-i Nur’un esası olan ihlâsı bozmamak, büyük bir gayretle ihlâsın muhafazına çalışmak Nur Talebelerinin ciddî bir vazifesidir.
Bu sebeple dünyevî veya uhrevî menfaatlerin ihlâsımızın zararına doğrudan hedef kabul edilmesi, yani hizmeti karşılığında dünyada maddî veya manevî herhangi bir netice alınmaya çalışılması ihlâsımızı bozacaktır.
Risale-i Nur hizmetinin karşılığında maddî menfaatler beklenemeyeceği gibi ahiret meyveleri de dünyada yenilmez. Hizmeti karşılığında dünya kazançlarını kasten arzuluyor olmak ihlâsın kırıldığının göstergesidir. “Bu kaza-i İlâhînin adalet-i kaderiye noktasında, yeni talebelerden bir kısım zâtların sırr-ı ihlâsa muvafık olmayan dünya cihetini de Risale-i Nur ile arzu etmesinden, bazı menfaatperest rakipleri karşısında bulup…” (Şuâlar) tesbitinde ifade edildiği gibi dünya ciheti Risale-i Nur ile arzu edilemez. Böyle bir arzu menfaatperestlerin, Risale-i Nur’un karşısında bulunanların lehinde bir davranıştır. Dünya cihetini arzulayanlar Risale-i Nur aleyhine doğacak zararların mesuliyetini de yüklenmiş olacaktır.
“Esasen kaide-i Üstâdâneleri bozulmamak için, arkadaşlarıma daima tavsiye ve telkinatım, hiçbir maddî menfaat düşünülmemesidir. Çünkü, din dünyaya âlet olmaz ve din vasıta-i cerr ve maddî menfaati kat’iyen kabul edemez. Hattâ Risale-i Nur’un neşriyatında, kimsenin minnetini almamak için, kıymetli Üstadımı taklit ederim.” (Barla Lâhikası- Ahmet Nazif) diyen Ahmet Nazif Ağabey gibi Risale-i Nur hizmetinin her aşamasında kıymetli Üstadımız taklit edilmeli yani Nur hakikatlerinde gösterilen tarz takib edilmelidir.