Bediüzzaman açıkça demokratları zikrettiğine göre…

(Mesajını aldığım Prof. Dr. B.D.`ye de cevaben…)

Üstad`ın düşüncelerini naklettiğimde veya ona nisbet ettiğimde mutlaka kaynağını, kitap, sayfa vs. gösteriyorum. Yorumlarımı da, mümkün olduğunca Risale-i Nur`un ruhuna uygun yapmaya çalışıyor; ayrıca, yorumların bana ait olduğunu da yine yansıtmaya gayret ediyorum.

Benim şahsi siyasi tercihim, Üstadın `Ahrarlar/demokratlar` dediği zihniyettir. Dolayısıyla `en büyük bir müceddid ve müçtehid` olarak, Üstad`ın çizdiği siyaset stratejisini benimsemeye, anlamaya ve yansıtmaya çalışıyoruz.

Diğer taraftan elbette Üstad kendisini mihenge (Kur`an ve Sünnet) vurdururken; biz de birbirimizi mihenge (Risale-i Nur`a) vurmalıyız.

Dolayısıyla, Risale-i Nur`ları başkasının anlama, yorumlama hakkı olduğu gibi, sizin de, benim de yorumlama hakkımız vardır. İşte burada, `tek güzel`i değil, `en güzel`ini bulmaya çalışıyoruz. Bu ikazlarınıza da, `yazılı meşveret, müzakere ve mütalaa` nazarıyla bakıyorum. Zaten `ikaz, yardım, eksikleri tamamlama, kusurları örtme` Üstadın hepimize yüklediği vazifedir.

Bununla birlikte, eğer sizi sıkmayacaksa, bir konuya daha temas etmek isterim: Hiç şüphesiz, Üstadın Ahrarları/ hürriyetçileri / demokratları `destekleme, onlara yardımcı, ihtiyat kuvveti olma, iktidarda tutma` konusunda herhangi bir şüphe ve ihtilaf yoktur. İhtilaf, `kimin demokrat misyonu, zihniyeti` temsil edip etmediğidir.

Ayrıca Üstad, açıkça parti zihniyetlerini, akımlarını, cereyanlarını ve isimlerini zikredip, demokratları desteklediğine göre; neden bizim aynı üslubu takip etmemiz slogan olsun? Aynı zamanda gazete halka hitap ettiği için, avam diliyle olması gerekmez mi? Bu açıdan da, sizin gibi akademik bir dil kullanmamamız, slogan olarak değerlendirilmesini gerektirmemesi gerekir, diye düşünüyorum.

Öte yandan, yine Üstad, siyaseti-siyasileri eleştirilebilir olarak gördüğü için eleştiriyorum. Ve gelen tenkitlere şu cevabı veriyorum: `Sizin, Yeni Asya ekolünü ve beni eleştirme hakkınız olduğu gibi, benim bir siyasi partiyi eleştirme hakkım yok mu?`

Ancak, dozaj aşılabilir, üslup hatalı olabilir. Elbette yanlış anlayabilir veya hatalı da yorumlayabiliriz. Herkesten istirhamımız, yanlışlarımızı düzeltmeniz, eksiklerimizi tamamlamanız ve Üstad`ın içtimai ve siyasi ölçülerini neşirde yardımcı olmanızdır!

Önemli olan temel meselenin, ölçünün doğru verilmesidir. Bu da, elbette sizin ikazlarınız ve yardımlarınız sayesinde olacaktır. `Yakanda akrep var!` diyene `Binler teşekkür etme!` dersini Üstad`dan aldığımıza göre, lütfen uyarılarınızı ve yardımlarınızı esirgemeyiniz…

Kastetmediğim, ancak, yanlış anlaşılabilecek ifadelerim olmuşsa, nazar-ı müsamaha ile karşılamanızı istirham eder, hürmetlerimi sunarım.