2006 YILINDA RİSALE-İ NURU VE BEDİÜZZAMAN`I BÜTÜN DÜNYAYA TANITAN FAALİYETLER GERÇEKLEŞTİRİLDİ.

2006 yılında, bütün dünya genelinde Risale-i Nur`un değişik yönleriyle ele alındığı çok sayıda organizasyona imza atıldı. Bu faaliyet ve hizmetleri en sondan başa doğru, ana başlıklar altında, kısa özet halinde şöyle sıralayabiliriz:

BULGARİSTAN-SOFYA

23 Kasım 2006 tarihinde, Sofya Üniversitesi`nde uluslararası katılımlı Said Nursi konferansı düzenledi.

Sofya Üniversitesinin tarihi binasındaki görkemli konferans salonunda düzenlenen “Çağdaş İslam Düşünürü Bediüzzaman Said Nursi: Bir Müslüman Hristiyan Diyalog Öncüsü” başlıklı konferans üç oturum halinde gerçekleştirildi.

Açılış bölümünde sunuculuğu toplantının organizatörü Prof. Dr. Tzvetan Thephanov güzel ve özlü bir girişle yaptı. Takdim konuşmasında Said Nursi ve eserleri hakkında geniş kapsamlı bilgi veren Prof. Thephanov, konuşmasının devamında böyle bir konferansı organize etmelernin gerekçeleri hakkında açıklamlarda bulundu.

Bu sunuş konuşmasının ardından Rektör Yardımcısı Aleksander Fedetov, Bulgaristan Baş Müftüsü Mustafa Hacı, Milli Kütüphane Direktörü Prof Dr Boriana Christova, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Bilim Danışmanı Peter Dishkov, Sosyalist Parti Milletvekili Georgi Anastasov ve son olarak da Mehmet Fırıncı konuşma yaptılar.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aleksander yapmış olduğu kısa konuşmasında Said Nursi`den övgü dolu ifadelerle bahsederek, birçok noktada örnek alınabilecek kişiliğe ve görüşlere sahip olduğunu belirtti. Eserleriyle insanlığa ışık tutabilecek böyle bir şahsiyetin Sofya Üniversitesi`nde bir konferansa konu edilmesinin önemine vurgu yaptı.

Bulgaristan baş müftüsü Mustafa Hacı konuşmasında bu konferansla Said Nursi`nin fikirlerinin yeteri kadar incelenmesi halinde bir arada yaşamanın önemli ipuçlarına ulaşabileceklerini, konferansın bu anlamda çok verimli ve güzel hizmetlere vesile olacağına inandığını ifade etti.

Milli Kütüphane direktörü Boriana Chtistova, “Prof. Theophanov, Said Nursi konfernasını düzenlemekle çok önemli bir iş yaptı” diyerek konuşmasına başladı. Bir “barış ve diyalog öncüsü” olan Said Nursi`nin ortaya koyduğu fikirlerin, özellikle imana dair köklü düşüncelerinin böyle bir zeminde ele alınmasının bütün insanlığa hizmet edecek bir adım olduğuna vurgu yaptı.
Toplantıyı çok takdir etmesine rağmen beklenmedik meşguliyetlerinden dolayı toplantıya katılamayan Bulgaristan Cumhurbaşkanı, yerine vekaleten Bilim Danışmanı ve önemli bir akademisyen olan Prof. Dr. Peter Dishkov`u gödermişti. Prof. Dishkov çok kültürlü bir yapıya sahip Bulgaristan`da bütün insanlığı aydınlatma potansiyeline sahip Said Nursi`nin fikirlerinin Sofya Üniversitesinde ele alınmasını çok takdir ettiğini ve bu tür çalışmaların çok gerekli olan dünya barışına katkıda bulunacağını söyledi.

Sosyalist Parti Milletvekili Grigori Anastasov, Said Nursi ismini çok duyduğunu ve kendisine bu konferansla alakalı davet gelince memnuniyetle toplantıya katılarak konuşma yapmak istediğini ifade etti ve şöyle dedi: “Eğer Said Nursi`nin fikirlerini anlayıp sosyal hayatımıza uygulama imkanı bulabilirsek Bulgarsitan`da Müslüman ve Hristiyanlar olarak mutluluk ve huzur içinde yaşama fırsatı bulabiliriz“ dedi.

Son olarak Türkiye`den gelen heyette bulunan Said Nursi`nin yakın talebelerinden Mehmet Fırıncı kürsüye davet edildi. Konuşmasına selamla başladıktan sonra, kendisine mahsus yumuşak ve mütevazı üslubuyla şunları söyledi:

“Said Nursi`yi tanıdığımda ben 20 yaşımda, o da benim şimdiki yaşımda idi. Ondan çok şey öğrendim. Bir iki kelimeyle ifade edersem; ondan kainat kitabını okumasını ve böylece Allah`ı kainatın her yerinde görüp bulmayı, bir de şefkatle bakmasını öğrendim. Onun şefkat anlayışı sadece Müslümanlara karşı değildi. Bütün insanlığı ve hatta canlı cansız bütün mahlukatı kucaklayıcıydı.”

Konferansa katılan ilim adamlarının sundukları tebliğlerden bazı tespitler:

Prof . Dr. Tzvetan Theophanov

Üstad Nursi`nin hayat hikayesini çok özlü ve anlamlı bir şekilde anlattı. Konuşmasında yalnızca hayat hikayesini anlatmakla kalmayıp onun davasının önemli yönlerini de dile getirdi. Konuşmasının sonunda “Said Nursi`yi bir kelime ile özetmelek gerekirse onun kişiliğini en iyi anlatan söz `İHLAS`dır.” dedi.

Şükran Vahide

Özellikle içinde bulunduğumuz bunalımlı dönemde Said Nursi`nin fikirlerinin farklı kültür ve dinler arasındaki gerginlik ve sürtüşmelerin ortadan kaldırılmasında önemli rol oynayacağını söyledi. İnsanlığı tehdit eden şiddet ve terörüre karşı en uzlaştırıcı çarenin Said Nursi`nin fikirleri olduğuna dair detaylı bilgi verdi. “Uzlaşma ortak çalışmalarla mümkün olur. Bu yönde Said Nursi`nin insanlığın ortak hedefi haline getirdiği imansızlık ve onun türevleri olan manevî boşluğa karşı verdiği mücadele örnek alınmalıdır” dedi.

Prof. Dr. Thomas Michel

Onuncu Söz deki 12 Hakikat`ı özetleyen Prof. Michel, Said Nursi`nin ahirete imanı isbat ederken, insanın ahirette sonsuz saadeti kazanabilmesinin yollarını gösterdiğini söyledi. Yine ahirete inanmanın dünyada huzur ve saadeti temin açısından önemli bir ahlaki metod olduğuna da vurgu yaptı. “Acaba öldükten sonra dirilip hesaba çekileceğine inanan bir inasan başkalarına haksızlık yapabilir mi?” sorusuyla konuşmasını sürüdüren Prof. Michel, “Said Nursi`nin eserlerindeki güç işte burada ve ben işte bunun için onun eserlerini okuyor ve her yerde anlatıyorum” dedi.

Prof. Dr. Ian Markham

“Hırıstıyanlar Said Nursi`den Neler Öğrenebilir?” başlıklı orijinal tebliğinde kendisinin bir Hıristiyan teolog olarak Said Nursi`den üç şeyi öğrendiğini söyledi ve şöyle devam etti: Kendimi öğrendim. Daha iyi dindar olmayı öğrendim. Allah`ı daha yakından tanımanın yollarını öğrendim.

Prof. Dr. Yordan Peev

Günümüz problemlerininin çözümünde Said Nursi`nin hayatından tecrübeler alınarak çözümler bulunacağını dile getirdi. Özellikle barış ahlakı ve birlikte yaşamanın Said Nursi`nin eserlerinde ve hayat tecrübelerinde saklı olduğunu dile getirdi.

Prof. Dr. Faris Kaya

Said Nursi`nin eserlerinde sair dinlere nasıl baktığını ele aladı. Said Nursi`nin dindar Hristiyanlarla bazı alanlarda birlikte çalışma yapılabileceğini talebelerine tavsiye ettiğni hatırlattı, Özellikle küfr-ü mutlaka, yani inkarcılık fikrine karşı, ortaklaşa iman hizmeti yürütmek anlamında aynı Allah`a inananlarla birlikte çalışmanın gerekliliği ve faydaları üzerinde durdu.

Dr. Simeon Evstatieve

Tebliğinde Said Nursi`nin müceddidliği konusunu işledi. O`nun dini doğmaların arkasına takılıp giden bir din alimi olmadığını; hayatı anladığını ve dinin hayata olan etkisini çok iyi tesbit ettiğini söyledi. Bu anlamda dinin hayata hayat olması bakımından çok önemli sayılacak örnekler ortaya koyduğunu dile getirdi. “Said Nursi modernite ile birlikte imanlı yaşamanın yol ve usullerini eserlerinde ortaya koymuş ve hayatında uygulamış post modern dönem müceddidir” ifadesini kullandı.

Yaşar Abdüsselamoğlu

“Said Nursi ve Modernleşme Problemleri” konulu tebliğinde çok ilginç tesbitlerde bulundu. Said Nursi`nin bundan 90 sene önce esaretten dönerken Sofya`dan geçtiğini belirterek bir merakını şöyle ifade etti: “Acaba bir gün gelip Sofya Üniversitesi`de onun adına konferans düzenleneceğini düşünüp düşünmediğini merak ediyorum.”

Said Nursi`nin maddî ve manevî dünyalar arasındaki farkı iyi algıladığını ve hayatı bu farklı dünyaları birbirine karıştırmadan yaşama başarısının buna bağlı olduğunu dile getirdi. Said Nursi`nin modern dünyanın problemlerine evrensel değerler çerçevesinde cevaplar verdiğini söyleyerek tebliğini tamamladı.

BOSNA

Bosna Hersek Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen Uluslarası Said Nursi Konferansı 23 Kasım 2006 tarihinde gerçekleştirildi.

Konferansa çok sayıda Bosna`lı ilim adamının yanı sıra Prof. Dr. İbrahim Abu Rabi, Prof. Dr. Oliver Leaman, Prof. Dr. Enes Karic, Prof. Dr. Fikret Karcic ve Prof. Dr.Yunus Çengel gibi Said Nursi konusunda önemli çalışmaları ve kitapları bulunan akademisyenler de tebliğ sundular.

Risale-i Nur`ların önemli bir kısmı Boşnakça`ya tercüme edildiğini; Boşnakça`nın Bosna Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Sancak, Makedonya, Karadağ ve Kosova halkının ortak dili olması hasebiyle Boşnakça Risaleleri çok geniş bir okuyucu kitlesi tarafından okunduğunu belirtelim.

TÜRKİYE-İSTANBUL

Hazırlığı bir sene süren “Risale- i Nur`a Göre Kötülük Kavramı ve Haşir Akidesi” konulu ilmî toplantı 19-20 Kasım 2006 tarihlerinde, İngilizce olarak İstanbul Akgün Otel`de gerçekleştirildi.

Halka açık olmayan ve sadece akademisyenlerin katıldığı uluslararası toplantıda özellikle Batı toplumlarında tam hikmeti bilinmediğinden yanlış anlaşılan ve inançsızlığa sebep olan, bela ve musibetlerin doğru anlaşılmasına yönelik önemli neticeler elde edildi.

Belalar, musibetler, ölüm ve benzerleri gibi `kötü` gibi görünen hadiselerin iman gözüyle nasıl bakılması gerektiğine dair tespitlerde bulunuldu. Toplantıda “kötülük” problemiyle bağlantılı olarak “Ahiret” ve “Haşir” konuları derinlemesine ele alıdı. Bu ana konuların Bediüzzaman Said Nursînin görüşleri çerçevesinde ele alınması, Risale-i Nur Külliyatı`nın global anlamda, bütün insanlığa hitap eden bir başka yönünün de ortaya çıkmasına önemli katkı sağladı.

Akademik oturumlarda Risale-i Nur`un kötülük ve şer kavramlarına yaklaşımı bütün yönleriyle ele alındı.

Bu toplantıyı düzenleyen İstanbul İlim ve Kültür Vakfı yetkililerinin yaptıkları açıklamaya göre bu bilimsel toplantının ileriye yönelik de önemli adımlara katkı sağlaması bekleniyor. Örneğin, uzmanlarca ele alınıp incelenen konular, SUNY PRESS (New York Devlet Üniversitesi Yayınevi) gibi dünya çapında akademik saygınlığa sahip bir yayınevi tarafından kitap haline getirilecek.
Sunulan ve tartışılan tebliğler İngilizcesi ile birlikte başta Türkçe olmak üzere bir çok dilde tercüme edilip kitaplaştırılacak.

“Risale- i Nur`a Göre Kötülük Kavramı ve Haşir Akidesi” başlıklı toplantıya değerli görüş ve fikirleriyle katkıda bulunan akademisyenler:

Prof Dr Mustafa Abu Suway (Filistin), Prof Dr Thomas Michel (İtalya), Prof Dr Leo De Lefebure (ABD), Dr Stephen Sidorik (ABD), Şükran Vahide (TÜRKİYE), Prof Dr Eric L. Ormsby (İNGİLTERE), Prof Dr Ian Marklham (ABD), Prof Dr İbrahim Abu Rabi (ABD), Prof Dr Barbara Stowasser (ABD), Prof Dr Oliver Leamann (ABD), Prof Dr Bilal Kuşpınar (KANADA), Prof Dr John Garreth (İNGİLTERE), Prof Dr Muhammed Sirosi (ENDONEZYA), Prof Dr Lucinda Mosher (ABD), Prof Dr Hamidreza Ayatollahi (İRAN), Prof Dr Ibrahim Kalın (TÜRKİYE), Prof Dr Caner Dağlı (ABD), ProDr Al-Bakri (SİNGAPUR), The Rev. Dr. W. Mark Richardson (ABD), The Rev. Dr. Whitney Bodman (ABD), Prof Dr Efrain Agosto (ABD), Prof Dr Hashim Al-Tawil ( ABD), Prof Dr Heidi Hadsell (ABD), Prof Dr Hamid Barra (FİLİPİNLER), Prof Dr Arif Ali Naed (LİBYA)

İki günlük programın ardından ikinci günün akşamında Akgün Otel`de saat 19`da başlayan geniş katılımlı bir gece düzenlendi.

Gecenin ilk konuşmasını gerçekleştiren ABD Georgetown Üniversitesi`nden Prof. Dr. Leo Lefebure, 20 Kasım`ın doğum günü olduğunu ve doğum gününü bundan daha güzel kutlayamayacağını söyledi. Risâlelerle yeni tanıştığını belirten Lefebure, okudukça daha iyi anladığından ve dinlerin birbirini anlamasında bu kitapların ve yapılmakta olan organizasyonların öneminden bahsetti.
ABD Hartfort Seminary`den Prof. Dr. Ian Markham, Türkiye`ye iki kez geldiğini ve Said Nursî`nin Aziz Paul`le karşılaştırılmasının önemli olduğunu ifade etti.

Dünyaya baktığında tedirgin olduğunu belirten Markham, salondaki topluluğa baktığında ise bunu bir ümit işareti olarak yorumladığını ifade etti. Ayrıca Markham, “Allah`ın samimi bir kulu olmayı da Said Nursî`den öğrendim” dedi.

İran Tahran Üniversitesi`nden gelen Prof. Dr. Hamidreza Ayatolahy, Şiî ve Sünnî Müslümanların Risâle-i Nur eserleri sayesinde kaynaşabileceklerini söyledi. Ayatolahy, bu ve benzeri toplantıların, hem dinler arası kaynaşma, hem de kendi ülkesindeki Sünnî-Şiî kaynaşması açısından çok önemli olduğunu belirtti.

ABD`den Connecticut Hıristiyan Konferansı Genel Başkanı Rev. Dr. Steven J. Sidorak ise; Irak savaşında ABD`nin 15 milyar dolar rüşvetini geri çevirip Amerikan askerini topraklarına konuşlandırmadığı için Türkiye`ye teşekkür etti. Sidorak ayrıca eğer `Said Nursî yaşasaydı Bush için ne düşünürdü?` sorusunun cevabını çok merak ettiğini de söyledi.

Araştırmacı yazar Şükran Vahide, konuşmasında Risâlelerin birer uzlaşı örneği olduğunu ve bunun örneğinin de katılımcıların dil, din ve ırklarının ayrı olmasına rağmen burada aynı düşüncede birlikte olması olduğunu belirtti.

Kanada Michigan Üniversitesi`nden Prof. Dr. Hashim Al-Tawil, “Said Nursî`nin muhteşem düşünceleri karşısında hayretler içinde kaldım” dedi.

Konuşmacılar arasında yer alan ABD McGill Üniversitesi`nden Prof. Dr. Eric L. Ormsby, toplantı süresince “Said Nursî`nin maneviyatı buradaydı” dedi. Osmsby, Sözler kitabında geçen Bediüzzaman`ın bir kedi ile olan hikâyesini çok beğendiğini söyledi. Ardından İstanbul`da bir alışveriş esnasında yaşadığı bir olayı da aktardı.

Gecenin organizasyon komitesi adına sunuculuğunu yapan Prof. Faris Kaya ise toplantı için “Toplantı ile ilgili en önemli tespit farklı dinler ve dillerde insanların Bediüzzaman`ın fikirlerinde birleşerek öyle ayrılmış olmalarıdır. Söz düellosunda yarış halinde olan insanlar adeta bir fikrin çatısı altında birleştiler. Üstadın dile getirdiği konular, gördük ki birleştirici olmuştur; ayırıcı değil. Misafirler de bunu teyit ettiler. Toplantıda kötülük kavramı ve haşir akidesi konusunda çalışan uzmanlarca dile getirilmeyen argümanlar ortaya çıktı” dedi.

Konuşmaların ardından Vatikan Büyükelçiliği İstanbul Temsilcisi Monsenyör Marovitch kısa bir konuşma yaptı. Cevşen duâsı yapan Marovitch, bu duâyı tüm dünyaya yaymak için elinden geleni yapacağını söyledi.

Gece İstanbul İlim Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Fırıncı`nın (Güleç) teşekkür konuşması ile son buldu.

ABD-CLEVELAND

ABD Ohio Eyaletinin Cleveland şehrinde bulunan John Carroll Üniversitesi 6 Kasım 2006 günü “Modern Türkiye`de İslam: Said Nursi Perspektifi” konulu uluslararası bir konferansına ev sahipliği yaptı. Üniversite bünyesindeki “Bediüzzaman Said Nursi Kürsüsü” tarafından organize edilen konferansa Türkiye, İngiltere ve ABD`den Said Nursi uzmanı 11 ilim adamı tebliğ sundular.

Üç panelden oluşan konferansın ilk paneli “Dini Perspektifler” başlıklı idi. “Politik Perspektifler” başlıklı ikinci panelde dört tebliğin sunumuna yer verildi. “Dinler Arası ve Sosyal Perspektif” başlıklı son panelde ise üç tebliğ sunuldu.

Konferansa katılan ilim adamları ve sundukları tebliğlerin başlıklarşöyle sıralayabiliriz:

Prof. Dr. Alan Godlas (ABD, Georgia Ünversitesi): “Nursi`nin Risale-i Nur`da Telvihât-i Tis`a kısmında Açıkladığı Tasavvuf.”

Prof. Dr. Marcia Hermansen (ABD, Loyola Üniversitesi): “Said Nursi ve Mevlana Ilyas: 20. Yüzyıl İslami Akımlarından Takva Temelli Maneviyat Örnekleri.”
Prof. Dr. M. Hakan Yavuz (ABD, Utah Üniversitesi): “Sivil Toplum İnşasında Dinin Yeri: Said Nursi Örneği.”

Prof. Dr. Colin Turnerile Dr. Hasan Horkuç (İngiltere, Durham Üniversitesi) ile birlikte: “Evrim mi Devrim mi? Bediüzzaman`ın Cihad Anlayışı.”

Mücahit Bilici (ABD Michigan Üniversitesi`nde Sosyoloji doktorası yapıyor): “Ahlak Felsefesi ve İslami Demokrasi: Said Nursi Örneği.”

Dr. Ahmet Kuru (ABD San Diego Devlet Üniversitesi): “Said Nursi`nin Apolitik İslam Yorumu: İnanç Temelli Aktivizm ve Politik İslam ve Tasavvufla Mukayesesi.”

Prof. Dr. Oliver Leaman (ABD Kentucky Üniversitesi): “Modern Türkiye`de Said Nursi`nin Politik Felsefesi.”

Dr.İhsan Yılmaz (İngiltere, London Üniversitesi): “Panacea`dan Yeni Suikast Terörizmine.”

Prof. Dr. Sidney Griffith (Amerika Katolik Üniversitesi): “İlahi Mesaj Arayışında Bediüzzaman Said Nursi ve Louis Massignon: Sırat-ı Müstakîmde Bir Müslüman ve Bir Hristiyan.”

Prof. Dr. Sheila E. McGinn (ABD John Carroll Üniversitesi): “Saltanat-ı İlahî ve İslam Devleti: Hz. İsa (as) ve Bediüzzaman Said Nursi`nin Dini-Politik Görüşleri.”

Dr. Zeki Saritoprak (ABD John Carroll Üniversitesi Nursi Kürsüsü`nün başkanı): “Said Nursi ve Müslüman Hristiyan İlişkileri.”

TÜRKİYE

“Yükseltilen bir değer olarak milliyetçilik sorunu ve Risâle-i Nur`dan çözüm önerileri” başlıklı forum 6 Kasım 2006 tarihinde gerçekleştirildi.

Demokrat Hukukçular Derneği, Sirkeci World Park Otel`de gerçekleştirdiği “Yükseltilen bir değer olarak milliyetçilik sorunu ve Risâle-i Nur`dan çözüm önerileri” başlıklı toplantısında millet ve milliyetçilik kavramlarını masaya yatırdı.

Toplantının ilk konuşmacısı İç Mimar Eyüp Gökhan, millet kavramının dinin yerine ikame edildiği anlayışın sahte bir milliyetçilik olduğunun gerek mukayeselerle gerekse Bediüzzaman`ın ifadeleriyle anlaşıldığını söyledi.

Milliyetçiliğin dünyadaki paylaşım kavgalarının altında tetikleyici bir kavram olarak yer aldığına dikkat çeken Avukat Mustafa Tuncel de, “Değişik bölgelerde yakın geçmişte ve içinde bulunduğumuz dönemde milliyetçilik aslî aktör olarak değil ama çatışmaların tetikleyici aktörü olarak kullanılıyor” dedi.

Hukukçu-editör Osman Tunç da millet kavramının Kur`ân`da, hadiste ve diğer İslâmî terminolojide ulus anlamında değil din, şeriat, yol anlamlarında kullanıldığını fakat ulusçuluğun Fransız ihtilâlinden sonra yayılışı, Osmanlıya gelişi ve bugüne kadar ulaşımına bakıldığında ulus ve ulusculuk yerine bunun ikame edildiğini anlattı.

Kur`ân-ı Kerim`de insanların farklı milletlerden yaratıldığının anlatıldığı âyette bunun hikmetinin tearüf, tanışmak olarak nitelendiğini söyleyen Siyaset Bilimci Doç. Dr. Ahmet Yıldız da, “Milliyet bu tanıtıcı olma özelliğinden tanımlayıcı olma haline gelirse ciddî problemler çıkar” dedi.

Avukat Ahmet Nazlı`nın oturum yöneticiliği yaptığı toplantıda Doç. Dr. Nuri Çakır, Yazar Samet Demir, Eğitimci Yazar Murat Çiftkaya, Avukat Ömer Faruk Uysal da konuyla ilgili müzakerelerde bulundu.

MISIR

1980`li yıllardan beri Mısır`da güzel hizmetler yapılmakta ve özellikle Risalelerin Arapça`ya tercüme edilmesi ve orada neşre başlamasıyla bütün İslâm dünyasına daha çabuk yayılma imkanı oluştu. Mısır`da geçmişte çok sayıda panel ve konferans şeklindeki faaliyetlerin yanı sıra bir de yarışma düzenlendi.

Panel ve konferans mahiyetindeki en son faaliyet bundan üç sene kadar önce gerçekleştirilmişti. Son olarak Ocak 2006`da biri Zakazîk Üniversitesinde iki ünlük bir ilmi toplantı, diğeri de Kahire`de faaliyet sürdüren İslâm Edebiyatçıları Derneği bünyesinde ilim ehli zatlar arasında bir günlük bir toplantı yapıldı. Zakazîk Üniversitesindeki toplantıya çok sayıda Mısırlı akademisyen katıldılar ve Risalel-i Nur`da yer alanmuhtelif konular üzerine tebliğ sundular. Yine ilmî ve manevî bakımdan önemli mevkide olan Mısır`daki tüm tarikatların bağlı olduğu resmî kuruluşun başkanı “Şeyhü`l-Meşayih Hasan Şennavi” de bu toplantıya katılarak Risale-i Nur`un ve Nur hizmetlerinin önemine dair konuşmalar yaptı. Ayrıca Türkiye`den başta Mustafa Sungur ağabey olmak üzere, Mehmet Fırıncı, İhsan Kasım ve Ali Katıöz hazır bulunu,p her iki toplantıda da konuşmalar yaptılar ve toplantılara katılan ehl-i ilimle Risalelerin çeşitli mevzularına dair konularda sohbetler ettiler. Katılımcı ağabeylerimiz Mısır`daki hizmetlerin ulaşmış olduğu seviyeyi şu cümlelerle ifade ettiler:

“Biz üç senedir Mısır`a gitmemiştik. Mevcut hizmetleri görünce şok olduk. Elhamdülillah hizmetler fevkalade inkişaf etmiş ve bizim düşünebildiğimizin de çok ötesine ulaşmış.

“Mısır`da dersler Arapça yapılıyor, 100 kişiyi aşan kalabalık derslerde en az 10-15 farklı İslâm ülkesinden öğrenciyle karşılaşmak mümkün. Yine artık derslerde ve hizmetlerde başka ülkeden hizmetleri omuzlayan arkadaşlara kıyasla Türk öğrencilerin sayısı yok denecek kadar az . Bütün İslâm ülkelerinden derslere katılan ve Nurlara sahip çıkan Nur talebeleri var.`’

ENDONEZYA

Endonezya`nın Jakarta, Jogjakarta, Surabaya, Medan ve Palembang gibi muhtelif şehirlerinde şimdiye kadar yedi farklı üniversite tarafından Bediüzzaman sempozyumları düzenlendi. Geride bıraktığımız günler de ise Makassar, Lampung ve Pekanbaru şehirlerindeki üniversiteler birer günlük Said Nursi Sempozyumları düzenledi.

Bu sempozyumlar hakkında bilgi verelim:

20 Temmuz 2006 Makassar Sempozyumu

Makassar Alauddin Devlet İslâm Üniversitesi tarafından organize edilen ve “İslâm Ve Sosyal Değişim: Nursî`nin İslâm Eğitimini Öne Çıkaran Modeli” (İslâm And Socıal Transformatıon: Nursi`s Insight on Revitalization of İslâmic Teaching) başlıklı sempozyum 20 Temmuz 2006 da Makassar şehrinde gerçekleşti. Şehrin çeşitli yerlerine sempozyumla alakalı afişler asıldı.

Türkiye`den Yunus Çengel, Şükran Vahide, Mehmed Fırıncı ağabey ve Faris Kaya katıldılarak tebliğler sundular. Ayrıca bu üniversitenin eski Rektörlerinden Prof. Dr. Saleh Pututhena tebliğle katıldı.tebliği detaylı olmamakla beraber derindi. Yine bu sempozyuma Jakarta Sharif Hidayetullah üniversitesinden Dr. Nur Rafiah hanım ve misafir araştırmacı Emre Ünlü Çayaklı katıldılar.

Sempozyum şehrin merkezi yerinde yeni açılmış dört yıldızlı bir otelde düzenlendi. Rektör Prof. Dr. Azhar Arsyad`ın açılışı ile başladı ve tanıtım sunusunun ardından ara verildi. Daha sonra tebliğlerin sunumuna geçildi. Sabah ve öğleden sonra düzenlenen oturumlarla sempozyum devam etti. Her tebliğ için 30 dakika zaman tanındı ve oturumların sonunda sorulu cevaplı tartışma bölümüne geçildi. Daha ziyade Üstad Said Nursi ve Risale-i Nur`un genel tanıtımı maksadına yönelik olmakla birlikte Üstadın dinler arası diyalog, terör kitle imha silahlarına bakışı, modern İslâmi cereyanlar arasındaki yeri Türkiye`de İslâm ve Nur hareketinin doldurduğu boşluk gibi dinleyicilerin dikkatini çeken konular üzerinde duruldu. Kalabalık sayılabilecek bir akademik topluluk tarafından son ana kadar ilgi ile izlenen oturumlar sonunda çok derin anlamlı ve düşünce üreten sorular soruldu. Bu arada katılımcılardan çeşitli şekillerde Bediüzzaman`a hayranlığını ifade eden konuşmalar da yapıldı. Genç bir öğretim üyesi kalkarak Nur hareketinin önemi ve Risale-i Nur`un düşünce sistemine getirmiş olduğu istkamet üzerinde durdu ve Üstad a olan hayranlığını “Yeni bir çocuğum oldu. Onun adını Said Nursi koydum, Nursi`yi çok seviyor ve takdir ediyorum” sözleriyle ifade etti.

22 Temmuz 2006 Lampung Sempozyumu

Lampung Devlet İslâm Üniversitesi tarafından “Said Nursi`ye Göre Ümmet Kavramı” başlıklı bir konferans düzenlendi.

Lampung Sumatra adasında, Jakarta`ya 30 dakika uçuş mesafesinde 1 milyon nüfuslu bir şehir. Öğrenci sayısı 10.000 civarinda olan Devlet İslâm Üniversitesin`de 22 temmuz 2006 günü bir günlük Said Nursî konferansi düzenlendi. Konferansla ilgili duyurular yapılmış şehrin değişik yerlerine afişler asılmıştı.

Türkiye`den katılan konuşmacılar, konferans öncesi eyaletin önemli yayın organlarından LAMPUNG POST gazetesini ziyaret etti. Gazete yöneticileriyle 2 saati aşkın görüşmeler yapıldı. Bu gazete hem konferans öncesi hem de konferans günü konferansa dikkat çekici mahiyette yazılar yayınladı ve köşelerde Nur hareketini tanıtıcı yazılara yer verdi.

Konferans eyalet valisinin himayesinde Valilik binasındaki konferans salonunda yapıldı. Sabah saat 8.00`de vali yardımcısının açılışı ile başlayan toplantı iki seans halinde devam etti. Konferansa Sumatra ve Cava adasındaki muhtelif eyaletlerinden 150 kadar ilim adamı katıldı. Her seansın sonunda uzun süren soru-cevap bölümüne yer verildi. İlk bölümde Prof. Dr. Yunus Çengel tarafından sunulan “Nursi`ye Göre Terör ve Kitle İmha Silahlarının Yeri” konulu tebliğden sonra Prof. Dr. Faris Kaya tarafından “Risale-i Nur`a Göre Ehli Kitapla ilişkiler” konulu tebliğ sunuldu. Birinci oturumun son tebliği Palembang Devlet İslâm Üniversitesi Lisans Üstü Eğitimi Direktörü Prof. Dr. Muhammed Sirozi tarafından sunuldu ve tebliğin başlığı “Risale-i Nur`un Bilime Bakışı” idi. Oturumun sonunda salonu dolduran dinleyiciler tarafından yoğun ve anlamlı sorularla çok dinamik tartışmalar gerçekleştirildi. Sorulan sorular daha çok Risale-i Nurun çeşitli konulara bakışını anlamaya yönelikti.

Öğle arasından sonra ikinci oturuma geçildi. Bu oturumda üç tebliğ sunuldu. Tebliğlerden ilki Cava adasının en uzak köşesi KEDIRI`den gelen Prof Dr Fauzan Salih tarafından sunuldu. “Nursi`ye Göre Modernite” başlıklı bu tebliğin ardından emekli öğretim üyelerinden Alhusni Dukik Hamim tarafından “Nursiye Göre Çoğulculuk” konulu tebliğ, ardından Şükran Vahide tarafından “İslâmın Temel Değerlerinin İçselleştirilmesi: Said Nursi Tarafından Bir İslâm Cemiyeti İnşası” başlıklı tebliğ sunuldu. Oturumun son tebliği Lampung İslâm Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Syrapuddin Basyar tarafından sunulan “Nursi`nin Düşünceleri ve Güneydoğu Asya Ülkeleri” başlıkl tebliğ oldu. Daha sonra kapanış oturumuna geçildi. En son olarak da Türkiye`den giden heyet tarafından Lampung İslâm Üniversitesi kütüphanesinde kurulan Nursî kitaplığına çeşitli dillerde Risaleler ve CD`ler hediye edildi.

24 Temmuz 2006 Pekanbaru Sempozyumu

“Bediüzzaman Said Nursi ve Modernite” (Nursi and Modernity) konulu uluslararası sempozyumda Prof. Dr Yunus Çengel, Şükran Vahide, Prof. Dr. Favzan Salih, Prof. Dr. Munzır Hitami (Rektör Yardımcısı), Prof. Dr Faris Kaya birer tebliğ sundular.

Çok sayıda dinleyicinin takip ettiği sempozyumda 15 kadar Üniversite rektörü, 25 kadar İlahiyat Yüksek Okul Müdürü, Pekanbaru Devlet İslâm Üniversitesinden çok sayıda öğretim üyesi hazır bulundu.

Sabah saat 8`de rektör Prof. Dr. Muhammed Nazir ve din eğitiminden sorumlu Diyanet Bakanlığından bir Doktorun açılış konuşmasıyla başladı. Rektör Nazir tebliğ niteliğinde çok yoğun bir açılış konuşması yaptı. Diyanet temsilcisi Doktor ise konuşmasının bir yerinde “Biz güney doğu asya Müslümanları şimdiye kadar İslâmı hep Arap dünyasından aldık. Öyle anlaşılıyor ki, bundan sonra Türkiye`nin Said Nursi`si esinleneceğimiz kaynak olacaktır. Bunu memnuniyetle ifade etmek istiyorum” ifadesini kullandı. Daha sonra ilk oturum yapıldı ve tebliğlerin sunumundan sonra bir saati aşkın süre soru-cevap tartışmaları devam etti.

Mahalli gazeteler ve TV kanalları toplantıya büyük ilgi gösterdi ve toplantı gününün akşamı haber programlarında yer aldı. Katılımcılarla mülakat yapılarak Risale-i Nur`un misyonuyla alâkalı sorular yöneltildi. Toplantı salonunun çıkışında İngilizce, Arapça ve Endonezya dillerinde kitaplar sergilendi.

İTALYA

Prof. Dr. Massimo Introvigne daha önce İİKV`nin İstanbul`daki merkezini ziyaret etmiş, Üstad Bediüzzaman`la alâkalı çalışmaları konusunda bir heyetle görüş alışverişinde bulunmuştu. Bu ilim adamı ayrıca, Türkiye ile alâkalı yazmış olduğu kitabında Bediüzzaman Said Nursî ve Nur hizmetlerine genişçe yer vermişti. 2005 yılı içinde İstanbul`da yapılan Tasavvuf konulu iki günlük toplantılara da iştirak etmiş, ilk günkü intibalarını İtalya`nın önde gelen “İl Girnale” gazetesinde yayınlamıştı. Bu yazısında Risale-i Nur ve Nur hizmetleriyle alâkalı olarak özetle şunları söylemişti:

“Bu gün dünyanın her yerinde Müslümanlar ya aşırı politize olmuş, hatta teröre bulaşmış azınlık bir kesim veya yine azınlık durumunda laikçi bir diğer uç tarafından temsil edilmektedir. Bu her iki grup da maalesef İslâmı yanlış temsil etmektedir.

Esasen İslâmı Nur hareketinin temsil etmesi lazım. Zira İslâm dinini olabildiğince yaşayan ve fakat diğer inanç mensuplarıyla da oturup konuşabilen bir anlayışa sahipler. Nur Hareketinin temsil ettiği kitle esasen dünyanın her tarafında İslâm`ın % 90`ını temsil etmektedir. Ancak bunlar ne medyaya çıkmakta ne de tartışmalara katılmaktadırlar. Maaselef İslâmı bütün Müslümanların % 10`u gibi iki aşırı uç temsil etmektedir. Bu durum bir yanlıştır ve dünyanın bu günkü sıkıntıları buradan kaynaklanmaktadır. Bu yanlışın düzeltilmesi için elimden geleni yapacağım.“

Bu gelişmeden kısa bir süre sonra İtalya`nın Torino şehrinde düzenlenen yarı resmî bir toplantıya bizi davet etti. Toplantı “Avrupa Birliği ve Türkiye” başlığını taşıyordu. Toplantı iki ana tema üzerine planlanmıştı: Sosyal ve kültürel başlıklı oturumda “Türkiye`de İslâm ve Nur Hareketi” anlatıldı. Diğer oturum ise daha çok ekonomik ve siyasî tebliğlerden meydana geliyordu. Şükran Vahide hanımın tebliğ sunduğu oturumda Prof. Massimo, NTV`nin Roma temsilcisi Lütfullah Göktaş ve Türkiye`nin Milano Baş Konsolosu Vefik Fenmen`de birer tebliğ sundular. Toplantı sonunda şu ifade kullanıldı:

“Türkiye Müslüman bir ülkedir. Ne güzel bir durum ki, oturup meselelerimizi rahatlıkla konuşabileceğimiz barış ve sevgi üzerine dayalı Nur Cemaatı anlayışının hakim olduğu bir ülkedir. Bu ülke niye AB ye alınmasın?”
Şükran Vahide, tebliğinde Nur hareketiyle alâkalı çok güzel bilgiler verdi ve büyük bir ilgi ile karşılandı. Bu arada kaleme aldığı ABD`de yeni yayınlanan “Islam In Modern Turkey: An Intellectuel Biyography of Bediuzzaman Said Nursi” (Moder Türkiye`de İslam: Bediüzzaman Said Nursî`nin Entelektüel Biyografisi) isimli eserini bir çok kimseye imzalayıp hediye etti.

MALEZYA

Malezya`da şimdiye kadar üç defa Risale-i Nur sempozyumu gerçekleştirildi ve çok sayıda toplantılarda yine tebliğler sunuldu. Uluslararası İslâm Üniversitesince 17-18 Temmuz tarihlerinde düzenlenen Tefsir ve Hadis Konferansına Türkiye`den İhsan Kasım ve Ali Katıöz katılarak Risaleler üzerine tebliğ sundular. Ayrıca toplantılar sırasında gerek dünyanın muhtelif yerlerinden katılan ilim adamlarıyla gerekse Malezyalı akademisyenlerle çok önemli ve verimli görüşmelerde bulundular.

Malezya Uluslararası İslâm Üniversitesi tarafından 5-7 Eylül 2006 tarihleri arasında bir başka ilmî toplantı daha gerçekleştirildi. “Batı ve İslâm: İhtilafların Çözülme Yolları” konulu toplantıda ihtilafların çözümüne yönelik Bediüzzaman`ın yaklaşımı tüm detaylarıyla ele alındı.

LÜBNAN

Daha önce Türkiye`deki Bediüzzaman sempozyumlarına katılmış ve kendisini bir Nur talebesi olarak adlandıran Prof. Dr. Ali Laga`nın öncülüğünde düzenlenen bir konferansa İhsan Kasım ve Ali Katıöz katıldılar. Bu konferansta Risale-i Nur`un dili üzerine tebliğler sunuldu.

ABD – HARTFORD SEMİNARY

Daha önceki yıllarda biri İngilizce olmak üzere yurt dışından ilim adamlarının katılımıyla Risale-i Nur hizmetlerinin geleceği üzerine çok sayıda Uluslararası istişare yapılmıştı. Bu istişare toplantılarından birisi daha bu yıl 10 Haziran`da Hartford Seminary bünyesinde gerçekleştirildi. Bu toplantıya Türkiye`den 12 kişilik bir heyet katıldı. Ayrıca Kanada ve ABD`nin muhtelif yerlerinden daha önce Risaleler üzerine çalışmalar yapan akademisyenler de katıldılar. Bu toplantıda Risale-i Nur üzerine yapılan çalışmaların dünü, bu günü ve yarını tartışıldı.

Bu istişarede temelde şu sorulara cevap arandı:

-Bu gün dünyanın en fazla muhtaç olduğu değerler nelerdir?

-Risale-i Nur bu değerlerin hangilerine sahiptir?

-Risalelerdeki bu değerleri dünya insanına nasıl ulaştırabiliriz?

50`ye yakın ilim adamının katılmış olduğu istişareden oldukça verimli neticeler ortaya çıktı. Ufuk açıcı ve en etkili hizmet uygulamalarının yolunu gösteren güzel hizmet ipuçları elde edildi. Bu sırada Türkiye`den katılan ilim heyeti program boyunca çok büyük ilgiye mazhar oldu. Seminary`nin Rektör ve Dekanı dahil olmak üzere çevredeki önemli simalar ilim adamlarımızı evlerine yemeğe davet ettiler. Yörenin önde gelen Müslüman ve Hırıstiyan din adamlarıyla tanıştırdılar. Bölgenin iki büyük cami dernek başkanları hem camilere davet edip cemaatlerine Risale-i Nur`u ve Üstad Bediüzzaman`ı tanıtmalarını istediler. Yine çevrenin önde gelen bir kilisenin yetkilileri de davet ederek cemaatleriyle tanıştırdılar. Bu esnada karşılıklı soru cevap şeklinde iki saatlik bir görüşme gerçekleşti.

FİLİPİNLER

Filipinler`in Manila, Cotobato, Zambuanga ve Marawi gibi muhtelif şehirlerinde şimdiye kadar üç konferans düzenlendi. Bunların yanı sıra 250 kadar üniversite hocasının katıldığı iki günlük “Risale`yi Anlama Eğitimi” konulu toplantı gerçekleştirildi.

Filipinler`de Risale-i Nur hizmetlerinin geçmişi iki sene öncesine dayanıyor. 2005 Kasımında özerk Mindanao bölgesindeki 57 Yüksek Okul Risalelerin resmen ders olarak okutulması yönünde ilk adımı attı ve 250 kadar öğretim üyesine Risalelerle alâkalı meslek içi eğitim verildi. 2006 Temmuzunda yapılan toplantıda bu çalışmalara bir halka daha eklendi.

Aktardığımız 57 üniversitenin tamamına birer takım İngilizce Risale hediye edilmek üzere 100 takım İngilizce Risale Filipinler Milli Eğitim Bakanlığına gönderildi.

16. asırda kılıç zoruyla Hıristiyanlaştırılmaya çalışılan Filipinlerli Müslümanlar bu hizmet faaliyetleriyle birlikte Asay-ı Musa`nın sırlı hakikatleriyle yeniden Müslüman olup İslâma sarılıyorlar. Oraya gidenlerden en çok istenilen şey baş örtüsü ile seccade. Bu durum buradaki ihtida hareketinin boyutları hakkında açık bir fikir vermekte.

Malezya`daki toplantıdan sonra Suudi Arabistanlı alim Seyyid Zeynî`nin de katılımıyla Filipinlere giden Ihsan Kasım ve Ali Katıöz ağabeyler 20-26 Temmuz tarihlerinde alimlere, üniversite talebelerine ve Üniversite hocalarına yönelik konuşmalar yaptılar. Soru-cevap yöntemiyle pek çok konuda bilgi verdiler.

Filipin Müslüman özerk bölgesindeki üniversitelerde görevli öğretim üyelerinin ve alimlerin katıldığı forum yapıldı. Bu foruma konuşmacı olarak Türkiye`den İhsan Kasım ve Ali Katıöz, Suudi Arabistan`dan Seyyid Muhammed Zeyn katıldılar. Mindanao bölge Valisi Alim Başir ve Filipinler müftüsü Dr. Mahid Mutilan, Filipinlerin en meşhur alimlerinden Dr. Mevlana Faysal, özerk Müslüman Bölgesi Milli Eğitim Bakanı Dr. Norma Serif konuşmacı olarak katıldılar. Forumun ana konusu “Risale-i Nur`un Özerk Mindanao Yüksek Öğretim Müfredatına Entegrasyonu” idi. Toplantıda Üstad Bediüzzaman`ın hayatı, davası ve eserlerinin mahiyeti kısaca özetlendi.

Daha sonra sözü alan Suudlu Dr Zeyn şöyle bir hitapta bulundu:

“Eğer bana sorulsa ki vasiyetin nedir? Şöyle derdim: Kuranı öğrenin ve öğretin, Nurları okuyun ve okutun. Şimdi El-Ezherden Şam`a, oradan Medine ve Mekke`ye kadar bu Nurlar okunmaktadır, hüsnü kabul görmektedir.”

Ertesi gün ise bir çok yüksek okuldan öğrenciler, öğretim üyeleri ve çeşitli kesimden katılımcılarla yine benzer bir toplantı gerçekleştirildi. Ertesi gün ayrıca, üniversite camiinde Seyyid Zeyni`nin imametinde Cuma namazı eda edildi. Marawi`deki son gün, buradan giden heyet Valinin davetlisiydi. Kalabalık bir heyetle beraber kapalı spor salonuna gidildi. Yaklaşık 1500 kişi toplanmıştı. Bütün konuşmaları Vali bizzat kendisi tercüme etti. Seyyid Zeyni söz aldı ve “Biz buraya Risale-i Nur vesilesiyle geldik, madem öyledir, Risale-i Nur nedir onu anlatalım” diyerek Risale-i Nur hakkında bilgiler verdi. İhsan Kasim ve Ali Katıöz hocamız yine Nurların mahiyetinden bahseden konuşmalar yaptılar. Konuşmaların ardından Risale okuyarak Müslüman olan Sally Talaban, ihtida serüvenini duygulu ve etkileyici bir üslüpla anlattı. Yine Zamboanga`dan gelen Norina hanım da güzel bir konuşma yaptı.

Toplantı bitiminde Vali Alim Başir, heyeti tekrar tekrar gelmeleri için davet te bulundu. Daha sonra Yüksek Öğretim yetkilisi Dr Noralin`e dönerek bir sonraki toplantıda ev sahipliğini ben yapacağım diyerek davetini tekrarladı.

TÜRKİYE

5 6 Ağustos 2006 tarihlerinde İslâm dünyasından katılan 20 kadar ilim adamı “Risale-i Nur`da Ahiret İnancı” mevzuunu tartıştılar ve bu yöndeki görüşlerini birbirleriyle paylaştılar. Toplantı dili Arapçaydı ve İslâm dünyasının muhtelif ülkelerinden 14 ü tebliğle diğerleri iştirakçi olmak üzere toplam 40 ilim adamı katıldı. Tebliğle katılanların 5`i daha önce Risale-i Nur`la ilgili sempozyum veya workshop`a katılmış diğer 11`i ise, ilk defa katılıyorlardı. Ayrıca İstanbul`da yapılan toplantıya ağırlığını Kuzey Iraklıların oluşturduğu bir misafir grubu da katılıp oturumları sonuna kadar dikkatle takip ettiler ve yönelttikleri sorularıyla karşılıklı ilmî bir sohbetin ve müzakere ortamının oluşmasına katkıda bulundular.

Arapça workshop`a aşağıdaki ilim adamları katıldı:

1. Prof. Dr. `Abdülmecid en-Neccâr (Fransa/Paris) 2. Prof. Dr. `Ammar Ceydel (Cezayir Üniversitesi/Cezayir) 3. Dr. Nesim Ahter en-Nedvî (el-Milliyyeti`l-İslâmiyye` Üniversitesi Yeni Delhi/Hindistan) 4. Prof. Dr. Muhammed Zeki Hıdr (Ürdün Üniversitesi/Ürdün 5. Dr. Ahmed es-Samedî (Tatvan/Fas) 6. Dr. Muhammed Buzğîbe (Tunus/Zeytûniyye Üniversitesi 7. Dr. Âzad Said Sümuvv (Irak) 8. Dr. Burhan Muhammed İdris (Ümmü`l-Kura Üniversitesi Tıp Fakültesi/Suudi Arabistan) 9. Edib İbrahim Debbağ (Türkiye) 10. Dr. Mahmud Ebu`l-Hüdâ el-Huseynî (Tıp doktoru, Suriye/Halep) 11. Dr. Muhammed Cekîb (Fas) 12. es-Seyyid Muhammed İsmâil ez-Zeyn (el-Melik `Abdülaziz Üniversitesi/Cidde) 13. Abdülkerim Vüreyrak (Ürdün) 14. Seyyid Abdullah Fed`ak (Suudi Arabistan)

Yapılan müzakerelerde, Risale-i Nur`un Haşir akidesinin ispatı konusunda ortaya koyduğu yenilikler, daha önce bu alanda telif edilmiş eserlerden farkı, haşirle ilgili Nurlarda yer alan risalelerin son derece yüksek olan entelektüel ve ilmi değeri gibi hususlar ele alındı. Toplantıya katılan hemen bütün bilim adamları, genelde Risale-i Nur`ların sahip olduğu ilmî ve manevî seviyenin yüksekliğine, özelde ise, söz konusu eserlerin haşir akidesini ele alış tarzındaki üstünlüğüne özellikle tekrar tekrar vurgu yaptılar. İki gün süren bu ilmî müzakerelerin ardından, pazar akşamı Bekir Berk toplantı salonunda 16:00-20:00 saatleri arasında yapılan toplantıda workshop`a katılan ilim adamları müşterek olarak hem yapılan müzakereler, hem de Risale-i Nur ve Bediüzzaman Hazretleri hakkındaki kanaatlerini 300 kişilik bir cemaatin huzurunda dile getirdiler. Bu toplantıya Bediüzzaman Said Nursî`nin talebelerinden Mustafa Sungur,Mehmed Fırıncı ve Said Özdemir ağabeyler de iştirak ettiler. Toplantıya katılan ilim adamlarının sundukları tebliğlerin çok kısa birer özeti şöyle:

Prof. Dr. Abdülmecid en-Neccâr

Bu toplantıya Fransa`dan katılan Prof. Dr. `Abdülmecid en-Neccâr`ın tebliği, Nursî`nin âhiret hayatını ispatta kullandığı metodoloji başlığını taşıyordu. Oldukça sistematik bir şekilde hazırladığı tebliğde en-Neccâr, İslâm tarihi boyunca haşrin ispatı ile ilgili ortaya konulan delillerin dayandığı başlıca esasları üç kısma ayırdıktan sonra, başta Haşir risalesi olmak üzere risalelerin; her seviyeden insana hitabındaki genişlik, üslubunda ve kullandığı delillerdeki çeşitlilik, sadece akla değil bütün insani duyguları ve melekeleri doyurmadaki zenginlik gibi noktalarda geçmişte kelam ilmi geleneğinde yazılmış eserlerden ne ölçüde farklı olduğuna işaret etti.
Haşir akîdesinin Risale-i Nur`da dört temel esastan yola çıkılarak ele alındığını ifade eden en-Neccar, bunları; kuru kelâmî tartışmalar yerine haşir akidesini yeniden ihya etmek, sadece akıl ve mantığa hitapla yetinmeyip insanın bütün latifelerine hitap etmek, her bir îman rüknünün diğer rükünleri takviye etmesi noktasından hareketle, haşri de diğer îman rükünleri üzerine bina etmek ve mücerred mantık ve aklî istidlâlin yanısıra, kainattan alınan delillerle bu akideyi ispat etmek olarak sıraladı. Haşir ile ilgili delil türlerini de dörde ayıran en-Neccâr, bunları da insanı sahip olduğu istidatlar ve ebediyete olan iştiyakı alt başlıklarından oluşan enfüsî delil; kainatın kıyamete doğru gidişinin kevnî delilleri ile, herşeyde cârî olan devam ve istimrar kanunundan oluşan âfakî delil; “Kudret-i İlâhiyye” ve “hikmet” ve “adalet” delillerinden oluşan îmân-ı billâh delili; ve ferdî menfaatlar ve ictimâî menfaatlerden oluşan menfaat delili olarak ortaya koydu.
en-Neccâr sözlerini bitirirken, şimdiye kadar üniversitelerde okutulan klasik kelam ilminin yerini, artık Risale-i Nur`un almasının zamanının geldiğini, hem muhteva hem de metot açısından geleneksel kelâm ilminin ihtiyaçlara cevap veremediğini ve bu yüzden artık Risale-i Nur metoduyla haşrin anlatılması gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Ammar Ceydel

Cezair Üniversitesinden katılan Prof. Dr. `Ammar Ceydel Meyve Risalesinden sekizinci Meselenin hülâsasından hazırladığı tebliğine Ahiret akidesi ictimâî ve ferdî hayatın üssü`l-esasıdır başlığını vermişti. Ceydel, Ahiret inancının ispatında, Risale-i Nur`un, verdiği misallerle, anlattığı kıssalarla, muhataplarını marifet düzeyinden söz konusu inancın iltizamı düzeyine çıkardığını söyleyerek herkes için en kolay bir metodu ortaya koyduğuna işaret etti. Âhiret inancının Bediüzzaman`ın dilinde teorik bir mesele olmaktan çıkıp, ferdî, ruhî, manevî, ailevî, ictimâî, medenî ve millî düzeyde harika tesirleri görülen bir itikada dönüştüğünü; toplumu oluşturan yediden yetmişe herkese hitap eden, manevî yaralarına merhem süren ve günlük hayatın içinde ifadesine bulan canlı bir akîde haline geldiğini ifade etti.

Dr. Nesim Ahter en-Nedvî

Yeni Delhi`de (Hindistan) `el-Milliyyeti`l-İslâmiyye` üniversitesinde Arapça Öğretim görevlisi olarak çalışan Dr. Nesim Ahter en-Nedvî, Said Nursî`nin âhiret hayatını ispatta kullandığı metot başlıklı tebliğinde Risale-i Nur`un diğer marifet yollarından farklılığına işaret ettikten sonra, bu eserlerin hem fen bilimlerini hem de din ilimlerini aynı potada eritebilen özelliğinin kendisinin çok dikkatini çektiğini ifade etti. Diğer taraftan üstadın öldükten sonra dirilmenin ispatında daha önceki işlenmiş yolları değil, Kur`an`ın metodunu esas aldığını ifade etti. Ayrıca Risale-i Nur`un hemen bütün imanî delillerin ispatında sadece mantık ve akla dayanmak yerine, insanın fıtratında yerleştirilen bütün latifelere ve duygulara hitap ettiğini söyledi.

Prof. Dr. Muhammed Zeki Hıdr

Zikre`d-dâr başlıklı (hatırlama yeri) tebliğiyle Ürdün Üniversitesinden Fizik Profesörü Muhammed Zeki Hıdr, Risale-i Nur`da haşir konusunun doğrudan veya dolaylı bir şekilde sürekli konu edildiğini ifade ederek, Bediüzzaman`ın naklî ve şer`î delillerin yanı sıra, aklî ve mantıkî delilleri de beraberce zikrederek Esmâ-i Hüsna merkezli farklı ve iknâ edici bir metotla insanlara hitap ettiğini dile getirdi.

Dr. Halid es-Samedî

Tatvan`dan (Fas) katılan Dr. Halid es-Samedî, Risâle-i Nur`un âhiret hayatına îmanın, dünya ve âhirette bütün hayırların anahtarı ve bütün şerlerin kilidi olarak ispat ettiğini ifade etti. Haşir ve âhiretin bir vaaz üslûbuyla değil, derin bir tefekkürle ele alındığını söyleyen es-Samedî, Bediüzzaman`ın sadece teorik bir takım usul ve prensiplerle yetinmeyerek, âhiret akidesinden amelî hayatın esaslarını tespit ettiğini dile getirdi.

Dr. Muhammed Buzğîbe

Tunus`tan şu ana kadar Risâle-i Nur`la ilgili bir toplantıya iştirak eden akademik düzeyde ilk isim olan Zeytûniyye Üniversitesi profesörlerinden Muhammed Buzğîbe İslâm Şeriatında ve İmam Nursî`nin Eserlerinde Öldükten Sonra Dirilme adını taşıyan tebliğinde, Üstadın neden îmanın rükünlerine bu kadar önem verdiğini îzah edip, Risale-i Nur`da haşirle ilgili konuların kısa bir özetini yaptıktan sonra Risâle-i Nur`dan ve Bediüzzaman`ın şahsiyetinden çok etkilendiğini, risâlelerin Tunus`ta neşri ve tanıtılması için gece gündüz çalışmaya karar verdiğini söyledi.

Dr. Âzad Said Sümuvv

Doktora tezini Lübnan`da Risale-i Nurla ilgili bir mevzu üzerine yapmış olan Dr. Âzad Said Sümuvv, Bediüzzaman`ın Risâle-i Nur`da îmânî meselelerde kullandığı metodu genel hatlarıyla anlattıktan sonra, âhirete îmanın risalelerde tahlili yapılan ve tamamıyla orijinal olarak nitelendirdiği dünyevî, uhrevî, ferdî, ictimâî semereleri hakkında tespitlerini nakletti.

Dr. Burhan Muhammed İdris

Ümmü`l-Kura Üniversitesi Tıp Fakültesinde çocuk hastalıkları sahasında öğretim görevlilisi olan Dr. Burhan Muhammed İdris, tebliğine Üstad Nursî`nin dînî işleri dünyevi olanlarla birleştirmedeki metodu başlığını koymuştu. Dr. İdris Tebliğinde, Risâle-i Nur`un daima îman-küfür muvazenesi yaptığını, îmanın nazarî meselelerini gerçek hayata istinad ederek izah ettiğini ve haşrin ispatında bürhan ve delile dayandığını ifade ederek, haşir ve diğer îmânî ve itikadî konuların Esma-i Hüsnâ ışığında anlatılmasının Risale-i Nur`larda merkezî bir konuma sahip olduğunu dile getirdi.Ben bir tıp doktoruyum ve Risaleleri okuduktan sonra bütün bilgilerim marifetullaha dönüştü.Şimdi ilimlere ve kainata farklı bakıyorum artık.

Edib İbrahim Debbağ

İlerlemiş yaşına rağmen bir delikanlı kadar şevk ve heyecan dolu olan Edib İbrahim Debbağ Varlığın mahkumları âdlı tebliğinde, varlık (vücut), ölüm ve âhiretin hakikatını, Risale-i Nur`dan aldığı ilhamla çok veciz ve belağatlı bir üslüpla dile getirip, toplantıya katılanlara hem edebî, hem de tefekkürî bir ziyafet çekti.

Dr. Mahmud Ebu`l-Hüdâ el-Huseynî

Hem bir tıp doktoru, hem de beşerî bilimlerde iyi bir araştırmacı olan Dr. Mahmud Ebu`l-Hüdâ el-Huseynî (Suriye/Halep), Powerpoint eşliğinde son derece sistemli bir şekilde sunduğu tebliğinde, haşir akidesinin Risale-i Nur`da çok mühim bir mevki aldığını ve Bediüzzaman`ın bu konuya, hem marifetin temel bir esası, hem de ruhî, vicdânî, insanî, ictimâî vb. terbiye türlerinin ana umdesi olarak baktığını belirtti.

Dr. Muhammed Cekîb

Risâle-i Nur`da Âhiret Akidesinin Anlatılma Metodu başlığını taşıyan tebliğinde Dr. Muhammed Cekîb, âhiret akidesinde insanın işgal ettiği merkezî rol, Bediüzzaman`ın söz konusu akideyi ispatta kullandığı metot ve Risâle-i Nur`da zikredilen delillerin mahiyeti hakkında son derece ilginç tespitlerde bulundu.

Seyyid Muhammed İsmâil ez-Zeyn

Hesap gününü düşünmeleri konusunda gençlere yapılan bir hitap başlıklı tebliğinde es-Seyyid Muhammed İsmâil ez-Zeyn, (el-Melik `Abdülaziz Üniversitesi/Cidde) Bediüzzaman`ın bu çerçevede dile getirdiği hususları çok veciz bir üslupla ifade etti.

Dr. Abdülkerim Üreyka

Ürdünden katılan Dr. Abdülkerim Vureyrak tebliğinde, kıyamet âlametleri özellikle de Mehdî ve Deccal konusunda rivayet edilen Hadis- Şeriflere Risale-i Nur`da Bediüzzaman`ın getirdiği yorumları ele aldı.

Seyyid Muhammed Fed`ak

Toplantıda son olarak söz alan es-Seyyid Fed`ak, Risâle-i Nur`ları yeni tanıdığını ancak, bu toplantıda Risâle-i Nur`un ilmî değerini daha iyi anladığını ve Bediüzzaman`ı daha yakından tanımaya başladığını söyledi. Konuşmasının sonunda ise, Risâle-i Nur`un emsalsiz bir tefsir ve üstadın da istisnâî bir insan olduğunu söyleyen, Fed`ak, bu toplantıdan çok etkilendiğini ve benzer ilmî toplantıların devamını iştiyakla beklediğini vurguladı.

Dr Ahmed Abadi

Ustad Bediüzzaman ve Risale-i Nur hakkındaki kanaatlerini veciz ve anlamlı cümlelerle dile getirdi.

“Bediüzzaman bir peygamberi üflemedir. Meleklerin üflemesi biyolojik hayata tesir eder Peygamberi üfleme ise manevi hayata bakar.Bu bakımdan Bediüzzaman`ın fikir ve düşünceleri manevi hayatımıza tesir eden ve maneviyatımızı güzelleştiren Peygamberi bir nefesdir.“

Seyyid Elmas (Suudi Arabistan)

“Biliyorum siz beni seviyorsunuz ben de sizi seviyorum. Bu sevgimiz Allah içindir. Devam edecektir. Allah Razı olsun.“ Diyerek duygusal ve samimi bir konuşma yaptı.
( www.tefekkurdergisi.com ’dan alınmıştır.)