Risâle-i Nur ve hakikî iman
İman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. Hakikî imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir” (Sözler)
İman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. Hakikî imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir” (Sözler)
Sakarya’dan telefonla arayan üniversiteli gençlerden bir grup; “Bediüzzaman, Mektubat’ta, ‘Hem Türk unsurunda ebedî kabil-i iltiyam olmamak (iyileşmeyecek) suretinde bir inşikak çıkacak.
“Haremeyn-i Şerifeynin Vehhâbilerin eline geçmesi ve onların, eâzım-ı İslâmın türbeleri hakkındaki tahripkârâne hürmetsizliği ne hikmete mebnîdir?” diye suâl ediyorsunuz.
Mağara denince akla ilk olarak, fıtri barınak veya sığınak gelmektedir. Mağaralar, daha çok dağlarda kayalıklardan meydana gelmiş bir çeşit menzillerdir.
Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin birinci hedefi olan Risâle-i Nur yoluyla “Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez manevî bir güneş olduğunu bütün dünyaya ilân ve ispat etmesinin” 1 yanında, ikinci bir hedefi olan
Şu anda gündemde olan “Demokratik Açılım” başlıklı mesele tartışılmaya devam ediyor. Ümidimiz ve temennimiz odur ki, milletimiz için en güzel ve hayırlı neticeyle neticelensin.
“Kalb, vücudun kan dolaşım merkezi. Yürek. Gönül. Her şeyin ortası. Bir halden bir hale çevirme. Değiştirme ve imanın mahalli”1 gibi birçok manalar taşıyan çok mühim bir organımızdır.
Risale-i Nur, “şu kâinat ağacının en son ve en cemiyetli meyvesi”1 ve “şu âlem-i kebirin bir misal-i musağğarı”2 olan insanı, bütün mahiyetiyle, camiyetiyle ve cihetleriyle ve nereden gelip,
Kâinatın Efendisi ve sebeb-i vücudu olan Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Aleyhissalatü Vesselâm, Risâle-i Nur’da çok geniş yer almıştır.
Risale-i Nur nedir? Evet, bu suale verilecek cevap son derece mühimdir. Cevap olarak özetle ve genel olarak şöyle diyebiliriz: Risale-i Nur,Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri eliyle çağımıza takdim edilmiş, Kur’an’ın manevi bir mu’cizesi olan eşsiz […]
Varlığın dili, bütünü küçük numunelerde özetler şekildedir. Kâinatın genelinin oluşumu ile ilgili Büyük Patlama ve ardından dünyanın oluşumu ve canlılığın bu kürecikte yerleşimi ve
Hilkatte hayır asıl ve esas, şer ise tebeidir. Hayır külli, şer ise cüz’idir. (Muhakemat, Dokuzuncu Mukaddeme, s. 44) Şerler ise hayırları göstermek ve fark ettirmek içindir.
Tasavvuf, kalp yoluyla süluk ederek, hakikate ulaşmaya ve kalbi hastalıkları tedavi etmeye çalışır.
Risâle-i Nûr feyz-i Kur’ânî, ilhâm-ı İlâhî, ihtâr-ı Rabbanî, sünûhât-ı kalbî ve istihracat-ı Kur’ânî yollarıyla te’lif edilmiştir.
Bediüzzaman Hazretleri’nin hayatında birçok kumandan, paşa, hoca, şeyh, müdde-i umûmî, vali, asker, hâkim, muallim ile sayısız insan vardır. Bunların bir kısmı kendisine dostâne davranırken, bir kısmı ise adavetkârâne tavır göstermiş ve muameleler yapmışlardır. O, şahsına […]
Copyright © 2008-2021 - SorularlaSaidNursi.com | Powered by EuroNur