Beşinci Şuâ âhirzamanı doğru yorumlamıştır
Kastamonu Lâhikası 62. Sahifede Üstadımızın şöyle bir ifadesi var: “Evet, Beşinci Şuâ, umumun ve bilhassa Ehl-i ilmin imanlarını tashih edip kurtarıyor.” Bu cümlenin manasını açıklar mısınız?
Kastamonu Lâhikası 62. Sahifede Üstadımızın şöyle bir ifadesi var: “Evet, Beşinci Şuâ, umumun ve bilhassa Ehl-i ilmin imanlarını tashih edip kurtarıyor.” Bu cümlenin manasını açıklar mısınız?
Bu yazıda, Bediüzzaman’ın hayat safhalarıyla ilgili bir soruya cevap arayacağız. Üstad Risalelerin pek çok yerinde, Eski Said ve Yeni Said tabirlerini kullanarak bir ayırım yapmakta, aralarındaki farklara ve benzerliklere işaret etmektedir.
Lügâtlerde “tecdîd” kavramı yenileme, yenilenme, yeni hale getirme olarak bilinir. Tecdîd hareketi meşrû’ ve sünnetullahtır.
Hem “Risale-i Nur’un dâiresi çok geniştir; şâkirtleri pek çoktur. Hârice kaçanları aramaz, ehemmiyet vermez, belki daha içine almaz.” îkazı da dikkate alınmalıdır.
Bediüzzaman Said Nursî (ra) dinde tecdid ve içtihad yapmıştır. Din hizmetinde, cihadda, gerektiğinde klâsik usûl üzere fıkıhta ve bilhassa iman ilimlerinde çok sayıda içtihad etmek ve
Eski zamandan beri bütün ümmetin dehşetinden Allah’a sığındığı en dehşetli asır, âhirzamanın bir bölümünü teşkil eden ve içinde bulunduğumuz helâket ve felâket asrıdır.
Hem Büyük Deccalın, hem İslâm Deccalının üç devre-i istibdatları mânâsında üç eyyam var. “Bir günü, bir devre-i hükûmetinde öyle büyük icraat yapar ki, üç yüz sene yapılmaz…”
Çağımızın müceddidi Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin çok mühim icraat ve hizmetlerinden birisi, 31 Mart 1909 hadisesinde Divan-ı Harb-i Örfî’deki yani sıkı yönetim askeri mahkemesinde yaptığı emsalsiz müdafaadır. Divan-ı Harb-i Örfî müdafaası, o tarihten kıyamete kadar olan […]
“Eğer bu Süfyan ve İslâm Deccalı olsa, sen öldüremezsin; eğer o olmazsa, onun suretiyle öldürülmez.”
Sabri kardeş, kıymettar Hulusi’nin mektubu hem Hulusi’nin, hem Beşinci Şuanın ehemmiyetini ve kıymetlerini gösterdiğinden çok beğendim. Evet, Beşinci Şuâ, umumun ve bilhassa ehl-i ilmin imanlarını tashih edip kurtarıyor. (Kastamonu Lahikası, Sayfa 32 ) “Beşinci Şua” […]
Bediüzzaman, İslami ilimler dahil, sosyal konularda da hemen her sahada söz sahibidir. 1907 yılında, İstanbul’a geldiğinde, Şekerci Han’ın kapısına şu levhayı asar:
Örnek alacağımız yegane şahsiyet, Peygamber Efendimiz (a.s.m.), yegane kitap, “Madem mürşidimizdir, üstadımızdır, imamımızdır, her bir adabda rehberimizdir.” (Barla Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, s. 11.)
Sabri kardeş, kıymettar Hulusi’nin mektubu hem Hulusi’nin, hem Beşinci Şuanın ehemmiyetini ve kıymetlerini gösterdiğinden çok beğendim. Evet, Beşinci Şuâ, umumun ve bilhassa ehl-i ilmin imanlarını tashih edip kurtarıyor. (Kastamonu Lahikası, Sayfa 32 ) “Beşinci Şua” […]
“Deha-i Askerî” Bediüzzaman, isyanların M. Kemal rejimini nasıl etkilediğini, 1935’te çıkarıldığı Eskişehir Mahkemesindeki müdafaalarında şöyle anlatmaktadır: “Bundan on iki sene evvel
Kur’ân’da “Yaş ve kuru ne varsa ap açık bir kitapta yazılmıştır”1 âyeti mucîbince, bu tür kıssaların bizlere, yaşadığımız asra ve olaylara çok önemli izdüşümleri olduğuna inanıyorum. Tâlût ile Câlût hâdisesi Kur’ân’da bahsedilen bir kıssadır. “Tâlût, […]
Copyright © 2008-2021 - SorularlaSaidNursi.com | Powered by EuroNur