Cenâb-ı Hakk’ın ibadetimize ihtiyacı var mı?
Gerçekten Cenâb-ı Hakk’ın bizim ibadetimize ihtiyacı var mı ki Kur’ân’da pek çok âyette ısrarla ve şiddetle ibâdeti emrediyor?
Gerçekten Cenâb-ı Hakk’ın bizim ibadetimize ihtiyacı var mı ki Kur’ân’da pek çok âyette ısrarla ve şiddetle ibâdeti emrediyor?
Her şeyden önce, biz insanların yaratılış gayesi olduğu için ibâdet ederiz. Çünkü Allah, biz insanları kendisini tanıyıp îman etmemiz ve ibâdette bulunmamız için yaratmıştır. Bu husus Kur’ân-ı Hakîm’de “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibâdet […]
İbadet, Arapça kökenli bir kelimedir. Sözlükte; boyun eğmek, itaat ve kulluk etmek anlamına gelir.
Kur’ân’ın bu zamandaki î’cazı olan Risale-i Nur’un her bir meselesi, insanı insan yapan hakikatlerle doludur.
Zikir, “anma”, “hatırlama,” “yâd etme” demektir. Allah’ı zikretme, O’nu anma manasındadır. Zikir, Kur’ân’ı Kerim’de sarih olarak emredilmektedir.
Bediüzzaman, tevhidin, insan aklının bir anahtarı olduğunu ve bu anahtarları elde edenin, ilimlerin kapısını açabileceğini aktarıyor.
Birisi gözlerimi kapatıp, ‘Bunca yıldır bu pencereden bakıyorsun, neleri gördün?’ diye sorsa
Sual: Üstad Hazretleri 23. Lem’a’nın hatimesinde: ‘Cenâb-ı Hak senin ibadetine, belki hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat sen ibadete muhtaçsın; manen hastasın” diyor. Burada belki kelimesi ne anlamda kullanmış? Cenâb-ı Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmadığı kesin […]
Varlıkla ilgili irtibatımız sadece maddî alana, olayların içine sığıştırıldığı için pek çok olay içinde boğuluyor ve hadiselerin içinde sıkışmışlığın getirdiği problemler ile yüzleşiyoruz.
Mescid-i Dırar hadisesi “dini ve dinî değerleri” kullanarak Müslümanlar arasında fitne çıkarmanın tipik bir örneğidir. Kur’ân-ı Kerîm’in Tevbe Sûresinde 10 âyetle üzerinde durduğu (Tevbe Sûresi, 107-117) bu olay kıyamete kadar her zaman ortaya çıkacak olan […]
Cenab-ı Hak, “Kâinatın hikmet-i hilkati ve büyük neticesi ve kıymetli meyvesi ve arzın halifesi olan insan”1 için asıl hayat olan ahiret yurdundaki ebedi hayatı ve saadeti temin etmesi maksadıyla bir imtihandan yeri olan bu fani […]
Risâle-i Nur’un meslek düsturlarının mühimlerinden biri takvadır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri Nur Mesleğinde, azamî ihlâs, azamî sadakat ve azamî fedakârlık yanında, takvanın da azamî seviyede olması gerektiğini belirtmektedir.
“Azamet ve kibriya ve nihayetsizlik noktasında, ya gaflete veya mâsiyete veya maddiyâta dalmak sebebiyle darlaşan akıllar, azametli mes’eleleri ihâta edemediklerinden, bir gurur-u ilmî ile inkâra saparlar ve nefyederler.[1]” (Bedîüzzamân Saîd Nûrsî)
İhlâs; bir mü’min, bilhassa bir Nur Talebesi için en temel unsurdur. Çünkü ubudiyetin ruhu ve esasıdır. Bu yüzden Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, yüz otuz parçadan müteşekkil Risâle-i Nur Külliyatı’nda “Bu lem’a lâakal her onbeş […]
İhlâsın lügat mânâsı; kalbini sâfî etmek. İçten, samimî, riyasız sevgi. İçten gelen sevgi ile doğruluk ve bağlılık. Sırf Allah emretmiş olduğu için ibadet etmek. Yapılan ibadet ve işlerde hiçbir karşılık ve menfaati, hakikî ve esas […]
Copyright © 2008-2021 - SorularlaSaidNursi.com | Powered by EuroNur