Said Nursî’den taziye örnekleri

Isparta’da iki köşkünü hizmetlere tahsis eden Taşköprülü Şükrü Efendinin iki çocuğunun ölümü dolayısıyla Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri şöyle taziye etmiş:
“Isparta’da, Risale-i Nur’un ders ve neşrine iki köşkünü bir zaman tahsis eden kardeşimiz Şükrü Efendi’nin iki genç evlâdının vefatı beni müteessir etti. Çünkü, beş altı yaşında iken, masume kerimesi yanıma geldikçe, her defa ‘Adın nedir?’ soruyordum. Mâsumâne, kemal-i fahirle, ‘Hayrünnisa’ derdi; beni şefkatle güldürüyordu. Cenab-ı Hak, o mübarek masumeyi birden Cennetine aldı, şu dünya Cehenneminden kurtardı. Ve merhum mahdumu Hayati ise, hastalık, inşaallah onu da Hayrünnisa gibi günahsız, masum yaptı. Beraber Cennet tarafına gittiler. Bu nokta-i nazardan, ben o iki çocuğu tebrik ediyorum. Ve peder ve validelerini de hem taziye, hem manen tebrik ediyorum.”  1

Sabri Abinin annesinin vefatı dolayısıyla da şu şekilde taziyede bulunmuş: “Ey Sabri kardeş! Başın sağ olsun. Cenab-ı Hak, o validemizi mağfiret eylesin, âmin. Benim, karabet-i nesebiyeyi ihsas eden parmaklarındaki nişan ve bu yedi sekiz sene Abdülmecid’den daha hararetli faalâne kardeşlik vazifesini yaptığınızdan, elbette senin merhume validen benim de validemdir. Onu da, validem yanına manevî kazançlarıma ve duâlarıma hissedar ediyorum. Cenab-ı Hak sana, sabr-ı cemîl ihsan ve o merhumeyi de garik-i rahmet eylesin. Amin.“ 2

Hüsrev Abiyi de şu şekilde taziye ediyor: “Aziz kardeşim Hüsrev. Cenab-ı Hak, merhumeyi mağfiret eylesin. Ve sana ve onun evlâtlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin. Ben de mateminize cidden hissedarım. Senin ağlamana ve ağlayan mektubuna iştirak ettim.” 3

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, biraderzadesi Fuad’ın ölümü ve kız kardeşi Alime’nin ölümü ile ilgili Şuâlar’da şunları yazmış: ”Ben de aynen bu ağlayan çocuk gibi, bu hazin kışta ve elîm bir vaziyetimde gayet elîm iki vefat haberini aldım. Biri, hem âli mekteplerde birinciliği kazanan, hem Risale-i Nur’un hakikatlerini neşreden biraderzâdem merhum Fuad; ikincisi, hacca gidip sekerat içinde tavaf ederken, tavaf içinde vefat eden Âlime Hanım namındaki merhume hemşirem… Bu iki akrabamın ölümleri, İhtiyar Risalesi’nde yazılan merhum Abdurrahman’ın vefatı gibi beni ağlatırken, imanın nuruyla o mâsum Fuad, o Saliha Hanım insanlar yerinde meleklere, hûrilere arkadaş olduklarını ve bu dünyanın tehlike ve günahlarından kurtulduklarını mânen, kalben gördüm. O şiddetli hüzün yerinde büyük bir sevinç hissedip hem onları, hem Fuad’ın pederi kardeşim Abdülmecid’i, hem kendimi tebrik ederek Erhamürrahimîne teşekkür ettim. Bu iki merhumeye rahmet duâsı niyetiyle buraya yazıldı, kaydedildi.“ 4

Üstad Hazretleri Hafız Ali, Hafız Mehmed ve Hafız Zühtü’nün ölümleri ile ilgili olarak Şuâlar’daki bir mektubunda şunları yazmış: “Hakikaten Hâfız Ali, Hâfız Mehmed ve Mehmed Zühtü’nün vefatları, değil yalnız bize ve Isparta’ya belki bu memlekete ve âlem-i İslâma büyük bir zayiattır. Fakat şimdiye kadar bir cilve-i inayet olarak, Risale-i Nur’un bir şakirdi zâyi olduğu zaman, der’akab iki üç tane o sistemde meydana çıktığından, kuvvetle ümit varız ki, başka şekilde o kahramanların vazifelerini görecek, ümit ettiğimizden ciddî şakirtler çıkarlar, görürler. Zaten o üç mübarek merhum zatlar, az bir zamanda, yüz senelik vazife-i imaniyeyi gördüler. Cenâb-ı Erhamürrâhimîn, onların yazdıkları ve neşrettikleri ve okudukları huruf-u Nuriye adedince onlara rahmetler eylesin, âmin. Benim tarafımdan o Hâfız Mehmed’in akrabasını ve mübarek köyünü tâziye ediniz.” 5

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Barla Lâhikası, s. 153.

2- A.g.e, 155.

3- A.g.e, 179.

4- A.g.e, 233.

5- A.g.e, 298.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.


*