Risale-i Nur’u tanıtacak bir gazeteye ihtiyaç vardı

Üstad Bediüzzaman Said Nursî’yi birkaç defa ziyaret eden ‘Son Şahitler’den ve geçtiğimiz gün vefat eden Emekli Astsubay Hava Pilot olan Ali Demirel ağabey hatıralarında Yeni Asya Gazetesi’yle nasıl tanıştığını anlatmıştı.

Ali Demirel, Üstad Bediüzzaman Said Nursî’yi birkaç defa ziyaret eden ‘Son Şahitler’den biri. Emekli Astsubay Hava Pilot olan Ali Demirel ağabey, Risâle-i Nur’ların teksir makinası ile neşrinde emek sarf ettiği gibi, basılan Risâle-i Nur eserlerini kullandığı uçağıyla ilden ile de taşımış… Yeni Asya’nın kuruluşunda da hizmeti olan Ali Ağabeyi İstanbul Cerrahpaşa’daki evinde ziyaret edip hatıralarını dinlemiştik… Faruk Çakır ve İsmail Terez’in yaptığı bu röportaj 19 ve 20 Eylül 2010 tarihlerinde Yeni Asya’da yayınlanmıştı. O röportajdan bazı bölümler şöyle;

-Yeni Asya gazetesi ile nasıl tanıştınız?

Tayyareciyiz ya, Yeşilköy’deyiz. Yeşilköy’den Kayseri’ye vazifeli olarak gidiyoruz. Tayyare bakıma gitmesi lâzım, iki tayyare ile gidiyoruz. Birini orada tamire bırakıyoruz, diğeriyle İstanbul’a dönüyoruz. Sonra haber veriyorlar ki, ‘Tayyareniz tamir oldu’. Bu defa yine bir tayyare ile gidip, diğerini de alıp geliyoruz. Kayseri’ye çok sık gidiyoruz, çünkü orada tamir fabrikası var. Bir bakıyoruz ki; şehirdeki camiler ağzına kadar dolu. Diyorum ki; “Arkadaşlar, bu camiler bu kadar dolu da niçin bir tane dershane yok bu şehirde?” Tarih 1967. O zaman İttihad yayınlanmaya başlamıştı. Bazı Halk Partililer, İttihad’ı sattırmamak için uğraşırdı.

(…) Bu arada İstanbul’da karar alınmış, “Günlük bir gazete çıkaracağız” diye. Beni aradılar ve “Emekli ol, gel; gazetede çalışacaksın” dediler. Haftalık olarak İttihad çıkmıştı, günlüğe dönecekti. Sonra o karar gereği Yeni Asya yayınlanmaya başladı. Biz de emekli olduk, İstanbul’a geldik. Gazetede idareci olarak çalışmaya başladık. Şoför Hamdi’yi de o zaman işe almışlardı (Hamdi Yeşildağ yakın zaman önce vefat etti, Allah rahmet eylesin. Amin.) Bir iki personel alındı, ama gazete bir türlü çıkamıyordu. Para bulunamıyordu. İki ay süren çalışmalar, toplantılar oldu. Neticede gayret gösterildi ve Yeni Asya yayınlanmaya başlandı. Biz de orada elden geldiğince hizmet etmeye çalıştık.

Zübeyir Ağabey de oradaydı

Üstada, “Ali ile Halil gelmiş” demişler. O da “Gelsinler” demiş. Nasip oldu, orada da ziyaret ettik. Bekir Bey ve Necdet Doğanata Bey de oradaydılar. Necdet Doğanata İzmir’den bir avukattı. Zübeyir Ağabey de oradaydı. Üstad konuştu, biz dinledik. “Bir kaç gün kalacağım, Eyüp Sultan’ı ziyaret edeceğim” dedi. Zübeyir Ağabey dedi ki; “Kardeşim, evde kullanılmamış yorgan var mı?” Bizde de bir tane vardı. Hemen onu getirdik. Ertesi gün Üstad İstanbul’dan ayrıldı, Ankara’ya gitti. Bu vesile ile bütün Nur Talebelerine selâmlarımı sunuyorum. Allah (cc) hepsinden razı olsun. Amin.”