Risale-i Nur’da şerh ve izah nasıl olmalıdır?

risaleinur-00029Bediüzzaman Hazretleri, Barla Lâhikası’nda “Bundan sonra Risale-i Nur’un tekmil ve izahı ve haşiyelerle beyanı ve isbatı size tevdi’ edilmiş tahmin ediyorum” buyurmaktadır.

Ve Mektubat Risalesi’nde “Bu dürûs-u Kur’ânîyenin dairesi içinde olanlar, allâme ve müçtehidler de olsalar; vazifeleri -ulûm-u imaniye cihetinde- yalnız yazılan şu Sözler’in şerhleri ve izahlarıdır veya tanzimleridir.” beyanında bulunmuştur. Risale-i Nur’ların şerh, izah ve tanzimi ile ilgili bu mühim vazifeyi ifade ettikten sonra bu vazifenin detay ve metodlarını Lâhikalarda şöyle zikretmişlerdir:

“Evet Risalet-ün Nur, size mükemmel bir me’haz olabilir. Ve ondan erkân-ı imaniyenin herbirisine, meselâ Kur’ân’ın Kelâmullah olduğuna ve i’cazî nüktelerine dair müteferrik Risalelerdeki parçalar toplansa veya haşre dair ayrı ayrı bürhanlar cem’edilse ve hâkeza.. mükemmel bir izah ve bir haşiye ve bir şerh olabilir.”

Üstadımız bu ifadelerinin devamında ise “hakaik-i âliye-i imaniyeyi tamamıyla Risale-i Nur ihata etmiş, başka yerlerde aramaya lüzum yok. Yalnız bazan izah ve tafsile muhtaç kalmış. Onun için vazifem bitmiş gibi bana geliyor. Sizin vazifeniz devam ediyor. Ve inşâallah vazifeniz şerh ve izahla ve tekmil ve tahşiye ile ve neşir ve talim ile, belki Yirmibeşinci ve Otuzikinci mektubları te’lif ile ve Dokuzuncu Şuâ’nın Dokuz Makamını tekmil ile ve Risale-i Nur’u tanzim ve tertib ve tefsir ve tashih ile devam edecek. Risale-i Nur’un samimî, hâlis şakirdlerinin heyet-i mecmuasının kuvvet-i ihlâsından ve tesanüdünden süzülen ve tezahür eden bir şahs-ı manevî, size bâki ve muktedir bir kuvvet-i zahrdır, bir rehberdir.” diyerek Nur Talebelerinin bu vazifesini beyan etmişlerdir.

Şerhin lügattaki anlamı; konunun anlaşılması için; mevzuyu açarak genişletmektir. Risale-i Nur’da yapılan şerhlerde öncelikle yapılması gereken, ilgili yerlerin bir araya getirilerek konunun açıklığa kavuşturulmasını sağlamaktır. Zira “Risâle-i Nur’un hocası, Risâle-i Nur’dur. Risâle-i Nur, başkalarından ders almaya ihtiyâç bırakmıyor” hakikatinden yola çıkarak bir Risalede yer alan mevzunun izahı başka bir Risalede var ise, onu ele alarak şerhler yapılmalıdır. İzah ise, mevzuyu anlaşılır bir şekilde söylemek anlamındadır, yani açık olarak anlatmak demektir.

Emirdağ Lâhikası’nda Risaleler’den herkesin kendi kendine bir derece istifade ettiği, herkesin her meseleyi tam olarak anlamadığı ifade edilmiştir. Fakat hissesiz kalınmadığı , Risâle-i Nur’a muhatap olanların muhakkak hissedâr olacağı ifade edilmektedir. Buradan herkesin nasibi kadar  Nur’lardan istifade edeceğini anlamaktayız. Öyleyse bizler de şerh ve izahlarla nasibimize yardım etmeliyiz. Ayrıca şerh ve izahlarda dikkat edilmesi gereken hassas  bir konu daha var ki çıkarılan manalarda; “Üstâdımızın bu konudaki kesin görüşü şudur” vb. ifâdelerden kesinlikle sakınmak gerekir. Bunlar ciddî mânâda mes’ûliyet gerektiren ifâdelerdir. Bu sebeple; bunlar bizim Külliyâttan anladıklarımızdır demelidir ve yapılan izahlar, bu hakikatin belki bir yönüdür şeklinde yorumlanmalıdır.

Şeyma TÜRKAN