Risale-i Nur: Emirdağ Lâhikası Birinci Bölüm Fihristi

TAKDİM
Bu lâhika mektupları-ki Yirmi Yedinci Mektuptur-Risâle-iNur’un ilk telifi ile başlayıp devam ede gelmiştir.
1.Eğer bu adamın dünya iştihâsı ve siyasete meyli olsaydı, hiç imkânı
2.Benim derslerim, bilâistisnâ, bütün hükûmetin ve adliyenin eline geçmiş; bir gün cezayı mûcip bir madde bulunmamış

3.Ehl-i îmânı dalâlet-i mutlakadan, lüzum olsa, dünyevî hayat gibi,uhrevî hayatımı da fedâ etmek bir saadet bilirim
4.Ankara Ehl-i Vukûfunun ittifakla verdikleri raporun sûretidir
5.Denizli Mahkemesi ittifakla verdiği karar sûretidir
6.Kendi kendime bir hasbihaldir
7.Adliye Vekiliyle ve Risâle-i Nur’la alâkadar mahkemelerin hâkimleriyle bir hasb-i haldir
8.Beni merak etmeyiniz. Ben her zahmette bir eser-irahmet ve bir lem’a-i inâyet gördüğümden,sıkılmıyorum
9.Bu vatanın belâlardan muhâfazası için Risâle-i Nur bir katî vesiledir
10.Şehit merhumun berzahta okumasıyla mesrurâne meşgul olduğu11.Sizin gayet mübarek ve Cennet meyveleri gibi şirin hediyelerinizi ve Denizli cihetindeki beşâretinizi aldım
12.Yirmi seneden beri sabredip sükût eden bir mazlumun şekvâsını dinlemenizi istiyorum
13.Heyet-i Vekîleye ve Milletvekilleri Riyâsetine cüz’î fakat ehemmiyetli bir mâruzâtımdır
14.Bana hizmet eden küçücük bir Risâle-i Nur Talebesinin çoklar namına sorduğu suâline cevaptır
15.Beni bu sekizinci defada ki zehirlendirmeleri dahi yine akîm kaldığını size beşâret veriyorum
16.Hazret-i Risaletin bir derece, bir cihette âlem-i şahadette teşrifinin umum kâinatça ve bütün asırlarda naar-ı ehemmiyette ve rahmeten lil alemin olduğunu ispat etti
17.Onlar şahsımla meşgul olmaları Risâle-i Nur’un bir derece serbestiyetine ve intişârına fâidedir
18.Hem mânevi, hem maddî birkaç cihette sorulan bir suâle mecburiyet tahtında bir cevaptır
19.“Tevâfukla bu kerâmet nasıl katî sabit oluyor?” diye kardeşlerimizden birinin suâline küçük cevaptır
20.Risâle-i Nur’un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak, başta masum çocuklardır
21.Bir suale mecburî cevabın tetimmesidir
22.Denizli tüccarı aslı Burdurlu Hâfız Mustafa’ya hitaptır
23.Bu hizmetimizin neticesi olan Risâle-i Nur’un serbestiyetini değil yalnız biz ve bu Anadolu ve âlem-i İslâm alkışlıyor, taktir ediyor
24.Ben Cenâb-ı Hakka şükrediyorum ki, nefsimi kendime beğendirmemiş ve kusurlarımı kendime bildirmiş
25.Demek Meyve Risalesi, Asâ-yı Mûsaâ gibi, çok firavunları susturur,mağlûp eder
26.Âyetü’l-Kübrâ’nın matbu nüshaları perde altında çok hizmetleri görmüşler
27.Ankara ehl-i vukufu Risâle-i Nur’a ait kerâmetleri ve işaret-i gaybiyeleri inkâr edememişler
28.Sizi eski talebelerim ve arkadaşlarım ve kardeşim ve biraderzâdem Abdülmecid ve Abdurrahman’lar bildiğimden, bu mahrem sırrı size açtım
29.Ben kendim, bütün hayatımın harika kısmını, evvelce Gavs-ı Âzamın bir silsile-i kerameti telâkki ediyordum; şimdi Risâle-i Nur’un bir silsile-i kerameti olduğu tebeyyün etti
30.İnsanın fıtratındaki merak, insaniyet damarıyla sizin, farz ve lâzım vazifeniz zararına o hâdise, o geniş boğuşmalara sevk ediyor
31.Bir iki sene zarfında Denizli kahramanları, yirmi sene kadar Risâle-i Nur’a hizmet ettiklerinden, biz Risâle-i Nur şakirtleri ebede kadar onların bu İyiliklerini unutmayız
32.İkramı izhar mektubun tetimmesi
33.Şimdi bir halimi size beyan etmek lâzım geliyor tâ başka sebepler sizi müteessir etmesin
34.Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, imanını kurtarmaktır,başkaların imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır.
35.Risâle-i Nur, sair ilimler gibi okunmamalı. Çünkü ondaki imân-ı tahkikî başka ilimlere ve maarişere benzemez
36.Yedi seneden beri ateş püsküren zâlim beşerin hali,bugün daha çok ızdıraplı bir hale girmiş bulunuyor
37.Risâle-i Nur’un mesleği, tarîkat değil, hakikattir, Sahâbe mesleğinin bir cilvesidir
38.Âyetü’l-Kübra, güneş gibi iman nurlarını ruhlara telkin edebilir
39.Risâle-i Nur’da müteferrikan parçaları bulunmalarına binaen gayet muhtasar konuşacağım
40.Benim çok kusurlu şahsıma, hüsn-ü zan ile verdiğiniz makamlar cihetinde değil, belki vazife, hizmete bakıp o noktada bakmalısınız
41.Bu zamanda ehl-i îman öyle bir hakîkate muhtaçtırlar ki, kâinata hiçbir şeye âlet ve tâbî ve basamak olamaz ve hiçbir garaz ve maksat onu kirletemez
42.Ankara’da bulunan Emniyet-i Umumiye Müdürü Beye bir mektup
43.Afyon Emniyet Müdürlüğüne bir mektup
44.Risâle-i Nur Şakirtlerinden Ali Efendi, münâfıklar hakkında bir âyet-i kerîmeyi soruyor. Kısaca bir iki cümle beyân ediyorum.
45.Geçen hâdise-i ihânetten merak etmeyiniz. O hâdise söndü, plânları akîm kaldı
46.Risâle-i Nur, parlak ve kuvvetli hakîkatleriyle serbestiyetini kazanmış ve düşmanlarını bir cihette mağlûp etmiş
47.Tam metânet ve tesânüd ve sarsılmamak ve telâş etmemek lazımdır
48.Camide az görüştük; lüzumlu bâzı şeyler söyleyeceğim, hâtırında kalsın
49.Sizin bu defa neşeli, güzel mektuplarınızı, Risâle-i Nur’un serbestiyeti ve matbaa kapısıyla intişârı hakkında beni çok mesrûr eyledi
50.Yirmi Yedinci Mektubun Lâhikasının Zeyli
51.Eğer dünyayı istese ve dileseydi, kendisine sunulan hediye ve behiyeleri, zekât ve sadakaları ve bu teberrû ve terekeleri alsaydı,bugün milyoner olurdu
52.Risâle-i Nur’un, îmânî hakikatlerine gösterdiği hüccetler, hiçbir cihette vesveselere meydan vermiyor
53.Mânen mâruz kaldığım iki şıklı bir suâlin cevabıdır
54.Cenâb-ı Hakka şükrediyorum ki, böyle hâlis, muhlis ve başkalara hüsn-ü misâl olan sâdık şâkirtleri Risâle-i Nur’a vermiş
55.Ektikleri tohumlar, onlar çalışmasalar da, onların bedeline mahsûlat yapıyor
56.Siz hiç müteessir olmayınız. Benim bu vaziyetim,Risâle-i Nur Şâkirlerinin fütûhâtlarına bir vesîledir
57.Bayram tebriklerine âit çok mektupları aldım.Her birine cevap vermeye vaktim,hâlim müsaade etmiyor
58.Risâle-i Nur’un şahs-ı mânevîsi yerine bana haddimden çok ziyâde makam vermiş. Üstadını kendi parlak âyinesinde çok parlak görmüş.
59.Risâle-i Nur, nurdan bir ibrişimdir ki, kâînat ve kâinattaki mevcudâtın tesbihâtları onda dizilmiş
60.Halil İbrahim’in (r.h.) bir şiiridir
61.Zekâi’nin bir şiiridir
62.Risâle-i Nur’a, daha vatana, idareye zararı dokunmamak bahanesiyle tecavüz edilmez; daha kimseyi o bahane ile inandıramazlar.
63.“İhlâs” ve mektupların sûretlerinin hafiyeler tarafından alınması, sizi müteessir etmesin
64.Afyon Emniyet Müdürlüğüne yazılan bir mektuptur
65.İstanbul’da hadiseyi gören Risale-i Nur talebelerinin mektubundan bir parçadır
66.Yangın hakkında Üstadımızın yazdığı hakikate kat’î kanaatimiz geldi; gözümüzle gördük
67.Risâle-i Nur yalvarmaz; onlar yalvarmalı ve aramalı.Ve kıymetini takdir edip müşteri olduktan sonra onların yardımını kabul eder
68.Risâle-i Nur’un hıfz ve neşrine ve sahâbet ve himâyetine çalışmak için hayat isterdim. Fakat hadsiz şükür olsun ki, bir bîçare Said yerinde çok genç Said’ler o vazifeyi yapıyorlar
69.Birkaç aydan beri aleyhime çevrilen desiseleri meydana çıktı. Hıfz-ı İlâhî ile o musibet, yirmiden bire indi
70.Siz, hem bu zamandaki vehhamlıları, hem mesleğimizin muktezası olan mahviyet ve ihlâs ve terk-i enaniyet noktalarını nazara alınız.
71.Hasan Feyzi’nin (Rahmetullahi Aleyh) bir şiiridir
72.Gayet ehemmiyetli bir meseleyi-bundan evvel size icmâlen beyân ettiğim meseleyi-tekrar size söylememe kuvvetli, mânevî bir ihtar aldım.
73.Risâle-i Nur’a, daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüz edilmez
74.Şimdi tam tahakkuk etti ki, resmen bana ihanet ve hakaret etmek, onunla, teveccüh-ü âmmeyi hakkımda kırmak için gizli bir tedbir kurulmuş
75.Afyon Emniyet Müdürlüğüne yazılan bir mektuptur
76.Risâle-i Nur medreseden çıkmış, ilim içinde hakikate yol açmış
77.Siz sinek kanadı kadar zararı olmayanı bırakınız;kartallar, belki ejderhalar gibi zararlara bakınız
78.Size kat’î haber veriyorum ki, hakkımızda veRisâle-i Nur hizmetinde, inayet-i Rabbaniye ve tevfikat-ı Samedaniye devam ediyor.
79.Dünya fânidir; binler sene yaşamak olsa, bâki olan hayat-ı uhreviyenin yanında,hiç-ender-hiç mesabesindedir
80.Üstadın vasiyetnamesidir
81.Kat’iyen biliniz ki, duanız, onların ağır ve işkenceli zulümlerini, benim hakkımda inayetkâr, maslahattar merhametlere çevirmesine sebep olduğuna kat’iyyen şüphem kalmadı
82.Bu defa, sizin beş altı mübarek mektuplarınıza yanlız bir tek müşevveş mektupla cevap vermemden gücenmeyiniz
83.Eğer benim elimden gelseydi, hayatımdan ve sıhhatimden size memnuniyetle verirdim
84.Çok mânidar ve kuvvetli bir tevafuk ve şâkirtlerin sadakatlerine delil, bir zahir kerâmet-i Nuriyeyi beyan etmeme bir ihtar aldım
85.Siz müteessir olmayınız. Hem merak etmeyiniz. Yalnız dua ile bana yardımediniz.Isparta tam bir Medresetü’z-Zehra ve Câmiül’Ezher olacağını ve olmaya başladığını,kahraman talebelerinin bu ağır şerait altında sarsılmadan faaliyetleri ispat ediyor
87.Dâhiliye Vekili ile hasb-i halden bir parçadır
88.Benim vaziyetim ve verilen sıkıntılar altı vecihle kanunsuz olmasından, ileride mes’uliyetten kurtarmak için insafsız ve kanunsuz beni tâzip edenler, kendilerine bir bahane, bir vesile arıyorlar
89.Siz, meşveretle ne lazımsa yaparsınız. Fakat ihtiyatla, telaşsız velveleye vermemek lazım
90.Ben, Hülâsatü’l-Hülâsayı okuduğum zaman, koca kâinat, nazarımda bir halka-izikir oluyor
91.Halimin müaadesizliği için müteaddit mektuplarınıza bir tek perişan mektubumla cevap vermediğimden gücenmeyiniz
92.Onlar, bu mecmuayı yazmakla feylesofları susturan,imana getiren kuvvetli bir ders-i imanîyi en evvel kendi kendine tam okuyorlar,manevi bir hazine kazanıyorlar
93.Bazan bir harfin ve bir noktanın yanlışı, kıymetli bir mânâyı zâyi eder.
94.Ben, hayalen çok defa eski zamana ve Kastamonu’daki ve Barla’daki mâlûm yerlere ve seyrangâhlara şevkle gidiyorum.Oralarda oturup ağlıyorum.O enîslerimi hayalen görüyorum
95.Demek Risâle-i Nur’a ve şâkirtlerine umûmî bir taarruz yoktur, belki yalnız bana ve elimdeki Nurlara
96.Risâle-i Nur, binlerle benim bedelime konuşuyor, küfr-ü irtidadı kırıyor, anarşiliği bozuyor
97.Dahiliye Vekili Hilmi Uran Beye merhum Salih Yeşil tarafından yazılan mektubun sureti
98.Kırk gündür yatakta sizinle meşgulüm. Hayal ve mesuuma nazaran, huzurunuzun, muhtel olduğuna zâhibim
99.Ben her sıkıntıya karşı tahammüle karar vermişim.Hem ben iyiliği o reislerden beklemiyorum. Amerikalı ehemmiyetli âlim bütün Risâle-i Nur’u istese ve neşrine sözverse, sizin meşveretinizle bir mükemmel takım ona vereceğiz.
101Gariptir ki, en ziyade lehime çalışması lazım olan bazı vazifedarlar, istimal ve istihdam edildi. Nurcular, çok dikkatli ve temkinde bulunmaları lazımdır
102.Risâle-i Nur, dünyada her cereyanın fevkinde bulunması ve umumun malı olması cihetiyle, bir tarafa tâbi ve dahil olmaz
103.Barla’da bulunduğum zaman bütün yazanların tashihatını ve telif hizmetini yapmamda tahakkuk eden büyük inayet ve harika muvaffakiyet, aynen Hüsrev’de yardımcılarında nümunesi var
104.Benden, sergüzeşte-i hayatıma ait sorduğum maddelere gayet kısa ve mücmel işaret edilecek
105.Göklerdeki büyük melâikeler, o dua sahibini gördükçe kürsilerinden inip ona pek büyük bir tevazu ile hürmet ederler
106.Neden herkesten ziyade medreseden çıkanlar Risâle-i Nur’a sarılmaları lâzımken,en ziyade çekinen, onlardan resmî vazifeyi alanlardır?
107.Şan ü şeref ve hodfüruşluk ve kendine güvenmek ve şahsıma beğendirmekten ürküyorum kaçıyorum ve şahsıma karşı medihlerden hoşlanmıyorum.
108.Bu şuhur-u mübarekede, Nurcuların şirket-imâneviyesine inşaallah pek çok kudsî servet girecek
109.Nurun hizmeti, hem maişet, hem rahat-ı kalbe bereketleriyle yardım ettiği gibi, ibadet-i tefekkürî nev’inden olması cihetiyle, mübarek ayların sevaplarına büyük yardımı olur
110.İnşaallah, yine Nurlar, Nurcuların, lâyık elleriyle kalemleri gibi tab’ ve neşredilecek; yabani ve lâyık olmayanlara muhtaç olmayacak
111.Risâle-i Nur, bu millete her gün ekmek gibi lâzımdır
112.Mâdem şimdi her tarafta Nurlara kuvvetli ve kesretli eller sahip çıkıyorlar ve tam muhafaza ve neşrine çalışıyorlar, elbette ben bir parça istirahat etsem tembellik olmaz.
113.Bu sene, Berat Gecesi, Nurcular hakkında çok bereketli ve kerâmetli olduğuna bir emaresini hayretle gördük
114.Feyzi ve Emin’in Üstadlarının Kastamonu’daki hayatımın tarihçesini, hüsn-ü zanla haddimden çok fazla senâlarını tebdil etmeyerek kabulümün sebebi
115.Risâle-i Nur bir vesile-i def-i belâdır; tâtile uğradıkça, belâ fırsat bulup gelir.
116.Emirdağ zabıtasıyla bir hasbihaldir
117.Eğer Nurun buradaki küçücük medresesinin kapısını kırsaydılar,elbette tokat ciddî olacaktı, yalnız ihtar için olmayacaktı
118.Bir aydan beri burada hiç yağmur gelmiyordu ve kalbimiz dahi mâlum taarruzdan Nurculara gelen füturdan ağlıyordu
119.İnebolu kahramanlarının tebrik ve mektuplarında iki tevafuk ve iki kuşun garip ziyaretleri çok mânidardır
120.Senin yazdığın kesretli risâleler, senin bedeline Nurların neşrine hizmet ederler
121.Bugünlerde rahatsızlık için Evrad-ı Bahaiyeyi ezber değil, kitaba bakarak okudum
122.Isparta’nın acip yangınında musibet zedelerin elemlerine ben cidden iştirak ediyorum
123.Senin şimdi vazife-i resmiye çocuklara Kur’ân-ı Azîmüşşânı okutmanı bütün ruh u canımla tebrik ediyorum
124.Benim yanıma çok defa gelen bu hemşilerimin mâsum evlâtları, Nur şâkirtlerinden mâsumlar dairesinde dahildirler ve çok defa hatırlıyorum
125.Şimdiye kadar hiçbir zaman ve tarih göstermiyorki, Risâle-i Nur gibi, pek çok taifelere ve mesleklere hücum eden, bu derece, pek az ve hafif tenkitle kurtulmuş olsun
126.Sekiz yüz sayfayı bin beş yüz nüshaya ve bir milyon sayfalara çıkaran o makine, elbette gayptan imdadımıza gelmiş Nurcu ve bin kalemli bir kâtiptir.
127.Ben ehl-i siyasetin her nevi tâziplerine karşı Hasbünallâhi veni’melvekîl deyip sabır ve tahammüle karar vermişim
128.Nurda şefkat esas olmasından, hanımlar o cihette ileridir ve Nurlara ciddî yapışıyorlar
129.Hiç merak etmeyiniz.Yalnız duanızı almak için şimdilik şiddetli ve suikast eseri olarak evvelce size yazdığım gibi hastalığımı beyan ediyorum
130.Nur şâkirtleri, hiç siyasete karışmadılar, hiçbir partiye girmediler. Çünkü iman,mâl-ı umumîdir
131.Yirmi Beşinci Söz ve Yirmi Birinci Söz’deki ayetler hakkında
132.Risâle-i Nur ekser eczalarında mizanlarla ve kuvvetli ve burhanlı muvazenelerle,felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor; müstakim, menfaattar felsefeye ilişmiyor
133.Dünya malları kaide-i şahsiyeme girmediği ve muavenetleri kendime kabul etmediğim için, bu işteki maslahatı bilemiyorum
134.Rumuzat-ı Semaniye hakkında yazılmış mektuptur
135.Salâhaddin’in Câmiül’-Ezherle Medresetü’z-Zehranın münasebetini temine çalışmasını ruh u canımızla tebrik ediyoruz
136.Nur Risâlelerinin Medresetü’z-Zehrâsı, Câmiü’l-Ezherin şefkatine çok muhtaç bir mahdumudur, bir talebesidir, şiddetli düşmanların hücumuna hedef olmuş bir şâkirdidir.
137.Kanaat-i kat’iyem geldi ki, Hasan Feyzi, aynen şehit Hafız Ali (rahmetullahialeyh) gibi, benim musîbetimin kısm-ı âzamını kendine alıp mânevî bir fedakârlık eylemiş
138.Bu hayalî hakikate binâen, hakikaten Nurların ışığıyla nurânî gördüğümüz berzaha gitmek, bana değil ağır gelmek, belki bir iştiyak verdi.
139.Denizli gibi kahramanlar ocağından çok Hasan Feyzi ruhunda Nurlara sahip ve nâşir çıkaracak
140.O bir cihette, ölmemiş; belki vazifesini acele bitirmiş, âlem-i berzaha istirahat için gitmiş, terhis edilmiş.
141.Risâle-i Nur’u yazmanın dünyevî ve uhrevî pek çok faydalarından, Risâle-i Nur’da beyan edilen ve şâkirtlerin tecrübeleriyle tasdik edilen yalnız birkaç tanesini beyan ediyoruz
142.Makineyle çıkan mecmuaların başında yazılacak fıkra
143.Zülfikar’ın makineyle hitama yaklaşması, Nurcular,belki bütün memleket için bir saadettir
144.Biz, imanı kurtarmak ve Kur’ân’a hizmet için,Mekke’de olsam da buraya gelmek lâzımdı. Çünkü, en ziyade burada ihtiyaç var
145.İnşaallah Zülfikâr’a verdiği herbir banknota mukabil, bir kâr görecek, binler hayırlara medar olacak
146.Cenab-ı Erhamürrâhimînden tazarru ve niyaz eylerimki, Risâle-iNur’a ve Üstadımıza bu Hasan Feyzi’nin acısını unutturacak daha çok Hasan Feyzi’ler buyursun
147.Bu sıkıntılı zamanda nefsim sabırsızlıkla beni tâciz ederken, bu fıkra onu tam susturdu,şükrettirdi
148.Evvelen, garip bir münâzara-i nefsiyemi, bana mahsus iken, berâ-yı mâlûmât size yazmak hatırıma geldi
149.Şimdi bu mektubunuzdan anlaşıldı ki, onun hâlisâne kudsî hizmetinin bir kerâmeti olarak vefâtını ihsâs ediyordu
150.Kâinatta hiçbir zîşuur, kâinatın bütün eczâsı kadar şâhitleri bulunan Hâlık-ı Zülcelâli inkâr edemez
151.Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat, Sahâbeler zamanındaki fitnelerden bahis açmayı menetmişler
152.Şimalden gelen küfr-ü mutlak cerayanını durduracak, yalnız Risâle-i Nur’dur. Siyaset,diplomatlık, bu vazifeyi göremez
153.Haricî ve büyük bir düşmanın hücumu zamanında, dahilî küçük düşmanlıkları bırakmak elzemdir
154.Hazret-i Peygamberin (a.s.m.) yanında gördüğün adamda, Nur ve Risâle-i Nur şakirtlerinin şahs-ı mânevîsidir
155.Vazifemizi yapıp, vazife-i İlâhiyeye karışmamak gerektir diye, hem bana, hem sizin bedelinize tesellî buldum
156.Bana nisbeten genç, faal bir kardeşim, benden sonra, kardeşlerim gibi vazife-i Nuriyemi yapıyorlar diye kemâl-i istirahat-i kalple ecelimi beklerim.
157.Marangoz Ahmed’in ve medresenin üstadı olan merhum Hacı Hâfız’ın kerâmetli ve fâtına dair
158.Risâle-i Nur’a çok hizmet eden kahramanlar hakkında
159.Ekseriyet değil, belki yalnız fevkâlade bir cesaret ve gayret taşıyan bir kısım hocalar Nurlar dairesine girip, girmeyenleri de bir derece affettirdiler.
160.Has şâkirtlerin mabeynindeki tesanüd-ü hakikînin verdiği kuvvet,benim gibi bir biçarenin sizce fevkalâde zannedilen fedakârlığından geri kalmayacaktır inşaallah
161.Ben Isparta’yı toprağıyla, taşıyla, bütün ahalisiyle mübarek gördüğümden, oradaki hükûmete, hususan zabıtasına ciddî dost nazarıyla bakıyorum.
162.Refet Beyin mübarek mâsumunun dokuz yaşında iken Risâle-i Nur’dan Birinci Sözü yazması hakkında
163.Eski dahiliye vekili, şimdi parti kâtib-i umumisi Hilmi Beye yazılan mektup
164.Dahiliye vekili ile hasbihalden bir parçadır
165.Üstadımızın yanına ehemmiyetli iki miralay, bir de ehemmiyetli meb’us Üstadın yanına geldiler
166.Beşerin bu asırda Kur’ân’a şiddet-i ihtiyacını hissetmesi ve bil fiiil kabul etmesi büyük bir hâdise-i Kur’âniyedir
167.Risâle-i Nur, müşterileri aramaz; müşteriler onu aramalı yalvarmalı.
168.Nur hakikatlerini ve hakâik-i imâniyeyi mâsumâne, müştakâne dinlemeleri için onları ve üstadlarını ve peder ve vâlidelerini tebrikediyoruz
169.Onun uzun mektubunu, hastalığımdan, tashih ve ıslah ve tâdil edemedim. Hakkımda pek ziyade senâlarını ya kaldırmak, ya tâdil etmek lâzımdır
170.Maddi ve mânevi bir sual münasebetiyle hatıra gelen bir cevaptır
171.Risâle-i Nur’un serbest intişarıyla belâların ref’i ve ona ilişmek ve susturulmakla belâların gelmesi sabit olmuş, hatta mahkemede ispat edilmiş
172.Bu tokatlardan pürşer beşer, şirkten şükre girmezse ve Kur’ân’a tarziye vermezse,melâike elleriyle de ahcar-ı semâviye başlarına yağacığını bu sûre bir mânâ-i işârî ile tehdit ediyor
173.Hem şuhûr-u selâse, hem üç ay mühim mecmuaların çıkmasına kadar bütün dünya saltanatı verilse de bakmamaya mecbur oldum
174.Merak etmeyiniz, inâyet-i Rabbâniye devamdadır. Bu yeni taarruzları, inşaallah akîm kalacak, hem Nurun fütuhâtına yardım edecek.
175.İmânı kuvvetli bir zâbıta veya adliye memurunun, on adam kadar millete fâidesi olabilir
176.Risâle-i Nur’un yüksek hakîkati, dünyanın hiçbir menfaatine tenezzül edip âlet olmadığı
177.Zülfikâr ve Asâ-yı Mûsâ’nın fütuhhatları
178.Bilumum Diyanet müntesipleri, eserleri takdirle karşıladılar
179.Bu şâşaalı baharın çiçeklerini temâşâ etmek için araba ile bir iki saat geziyorum
180.Aziz, mâsum evlâtlarım, Kur’ân’ı öğrenmek için ders almaya çalışıyorsunuz. Sizin bildiğiniz yeni harfte noksanlar olduğu için,mümkün oldukça yeni harften okunmamak lâzım gelir
181.İki cihette mânevî hizmetlerinize ve duâlarınıza ve benim yerimde yapamadığım mânevî kazançlarınızın imdadıma gelmesine şiddetle ihtiyacım var
182.Ravza-i Mutahharra civarındaki mübarek heyet-i ulemâya takdim edilen Asâ-yı Mûsâ ve Zülfikar risâlesidir
183.Medresetü’z-Zehranın maddî tesisine çok mâniler bulunduğundan, şimdilik Nur şâkirtlerinin heyet-i mecmuasının dairesinden ibarettir.
184.Dünyanın mahiyeti anlaşıldıktan sonra, elbette hayat-ı ebediyeden başka beşeriyetin o inkisar-ı hayal yarasını tedavi edecektir
185.Ehl-i imanın vahdetine çok zarar veren siyasî cereyanlar Alevîlerin fıtrî fedakârlıklarından istifade edip kendilerine alet etmemek için Nur dairesine çekmek büyük maslahattır
186.Mübarek kalemleriyle yazdıkları tebriklerini, umum Safranbolu veEşâni medrese-i Nuriyesi namına bu Ramazan’ın bir firdevsî teberrükü hesabına kabul ettik
187.Siracü’n-Nur’un sıhhatli, mükemmel, güzel çıkması,Medresetü’z-Zehranın gayet ehemmiyetli bir yeni dersidir ki, geniş daire-i Nuriyede merakla okunacaktir, inşaallah
188.Hem gizli düşmanlarım, hem nefsim, şeytanın telkiniyle zayıf damarımı arıyorlar ki, beni onunla yakalayıp Nurlara tam ihlâs ile hizmetime zarar gelsin
189.Eski Said’in sergüzeşte-i hayatından harika üç vakıa, şimdi tahakkuk etmiş ki, ileride çıkacak Risâle-i Nur’un kerâmeti imiş
190.Bu memleket ve millet ve hükûmet, bu eserlere şiddetle muhtaçtır
191.Eski medreselerde beş on seneye mukabil, inşaallah Nur medreseleri, beş on haftada aynı neticeyi temin edecek ve yirmi senedir ediyor
192.Nurların galebesiyle ve mânevî fütuhâtıyla müsâdere edilen kitaplarınızı Ankara’nın emriyle size iade etmeleri büyük bir fâ’l-i hayırdır.
193.Nurların muârızları, her cihetle mağlup olduktan sonra, zahiren bize hoş görünmeyen ve hakikaten Nurlara menfaatli bir plan takip ediyorlar.
194.“Bizler Nur dairesindeyiz; bizi bırakma, gitme” gibi bir mana var hissettim.
HÜVE NÜKTESİ
195.Gençliği dalâlet ve sefâhet uçurumuna düşmekten kurtaran imânî meseleleri misâllerle izah eder
196.Şimdiye kadar hiçbir eserin böyle ağır şerâit altında bu derece tesirli intişârını tarih göstermiyor
197.Risâle-i Nur’un mesleğindeki sırr-ı ihlâs; imân, Kur’ân hakikatlerinden başka hiçbir şeye âlet tabi olmadığı
198.Risâle-i Nur gizlenmiyor ve başka kitaplara benzemiyor ve temellük edilmiyor.Nerede bulunursa bulunsun, ben Nurdan gelmişim der
199.Nurların inkişâfı ve fütuhâtı gittikçe ziyadeleşiyor, resmî adamların çoklarını içine alıyor
200.Mu’cizâtlı Kur’ân hakkında
201.Sikke-i Gaybiye’nin fiatı olarak Rehber’in âşirlerinden parasını verdim, aldım,size gönderiyorum
202.Leyâli-i aşerenizi tebrikle beraber, size Nurun iki kerâmetini beyân ediyoruz
203.Hem dahilde, hem hariçte Nurun fütuhâtı devam ediyor
204.Lüzumsuz, geçici, günahlı zevklerin âkıbeti elemler, teessüşer olmasından, istemiyorum
205.Nurun mesleğinde hiçbir cihette benlik ve şahsiyet ve şahsî makamlar arzu etmek ve şan, şeref kazanmak olmaz
206.Ecnebide çok Bismarck’lar ve Mirster Carlyle’lar çıkacaklar ve emareleri de var diye Nurculara bir bayram hediyesi olarak takdim ediyoruz ve Bismarck’ın fıkrasını leffen gönderiyoruz
207.Üç mühim Nur merkezinde üç berber tam birbirine benzer bir tarzda Nura büyük hizmetleri, hem her birisi çocuklarıyla Nurlara çalışmaları, beni mesrur eyledi
208.Aynen iade edilen bazı risâlelerin eski huruşateksirini bir suç sayıp ceza vermek, adliyeleri cidden alâkadar edip adâlet şerefini kırıyor
209.Nurun hakikî şâkirtlerine Nur kâfidir. Onlar da kanaat etmeli, başka şere şereve maddî menfaatlere gözünü dikmesin
210.Âhirde kat’iyen mukabelesiz hediyeler beni hastalandırdığı, çok tecrübelerle pekkat’îleşti
211.Üstat erzak ve elbiselerini satıp parısını göndermesi ve Dârü’l-Hikmetten aldığı parayı Lem’alar mecmuasının fiyatı olarak göndermesi.
212.Risâle-i Nur’un, Haremeyni Şerifeynce makbuliyetine bir alâmet.
213.Bir habbeyi, evham yüzünde çok kubbeler yaptıklarını öğrendik
214.Kanunca ifademi almak lâzımken ifademi almadılar.Ben de ifademi şimdi adliyenin şahs-ı mânevîsine ve Dahiliye Vekiline berâ-yı malûmat beyan ediyorum
215.Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, bu yeni taarruzda ve çok geniş ve çok evhamlı taarruz, yüzde bire indi
216.Sizin muvaffakiyetinizi ve sebatınızı ve Yirmi Dokuzuncu Sözün elişer kerâmetini muhafazasıyla mumlu kâğıtlara yazılmasını ve çalışmanızı fütur gelmemesini ruh u canımızla tebrik ediyoruz
217.Reisicumhura gönderilen istinadın zeylidir ki,mecbur oldum yazmaya
218.Ankara Valisi Nevzat Bey, cebren kıyafetime ilişmek istedi; hem muvaffak olamadı, hem kendi kendini intihar etmekle tokadını yedi.
219.Adliyenen şahs-ı manevisine ve dahiliye vekiline bera-yı malumat takdim edilen ve Emirdağ’ındaki istintakta verdiğim ifadenin hâşiye ve lâhikasıdır
220.Eğirdir’de Asâ-yı Mûsâ’yı müsadere eden ve mahkemeye veren adam kendisi iki sene hapis cezasıyla tokat yedi.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.


*