Kendini bilmek istemeyen bir veli: Tahiri Mutlu

Zor yılların adamlarından biriydi Tahiri Mutlu. Kur’ân’a hizmet hammallığı adına, ismi ile müsemma olan mutluluğu, Üstadının etrafında oluşan Nur’dan bir halkaya dehalet etmede bulmuştu.

“Belî Üstadım” demiş, Nur-u Kur’ân yolunun sevdalılarından olmuştu.

Kendini pek tanımıyordu. Tanımak da istememişti. Aziz Sultan’ın “Tahiri, kendini bilmek mi istersin, yoksa istihdam mı olmak istersin?” suâline “İstihdam olunmak isterim” deyivermiş. Üstad da “Tahiri, dolu bir testi gibidir” diyerek onu senasına mazhar kılar.

Ve sonrasında “O bir velidir” diye buyurmuş Üstad…

Hazret-i Üstad’a talebe olmak ve Nur-u Kur’ân hakikatlerine hizmetkâr olmanın tarifi nasıl yapılır bilmiyorum! Bildiğim bir şey varsa, o da Hazret-i Üstad’ın şu muhteşem sözleriyle tasvip buyurduğu dairede yerini alan bahtiyar simalardan olmuştur Tahiri:

“Bu eski ve yeni iki medrese-i Yusufiyedeki şiddetli imtihanda sarsılmayan ve dersinden vazgeçmeyen ve yakıcı çorbadan ağızları yandığı halde talebeliğini bırakmayan ve bu kadar tehacüme karşı kuvve-i mâneviyesi kırılmayan zatları ehl-i hakikat ve nesl-i âti alkışlayacakları gibi, melâike ve ruhâniler dahi alkışlıyorlar diye kanaatim var.” (Şuâlar, s. 272)

Isparta’ya bağlı Atabey kasabasından olan Tahiri Mutlu, 1900 yılında Atabey’de dünyaya gelmiş,1977 yılının 3 Nisan tarihinde dar-ı ahirete irtihal etmiştir. 1950 yılından sonra aralıksız olarak Hazret-i Üstad’a hizmet eden Tahiri Mutlu, İlâhî dâvânın mukaddes çilesi adına, Üstadıyla birlikte Denizli ve Afyon hapishanelerinde yatmıştır.

İslamköylü Hafız Ali Efendinin bir vesile ile gitmiş olduğu Atabey’de tesbit ve teşhir ettiği Tahiri Mutlu’nun iyi bir Kur’ân şakirdi olacağını tahmin ederek yanına yaklaşmış, onu Allah’ın izniyle keşfederek Kur’ân hizmetine kazandırmaya vesile olmuştur.

Isparta civarındaki Nur kardeşleriyle birlikte “Mübarekler heyeti” olarak bilinen ihlâs, sadakat timsali bir hizmet ehli olarak ömrünü sürdüren Tahiri Mutlu, özellikle, Hazret-i Üstad’ın Kastamonu yıllarında te’lif ettiği Âyetü’l-Kübra şaheserine yşnelik yapılan operasyonlarda çok çile çekenlerden olmuştur. Bu sebeple Denizli hapsine girmiştir.

Ömrü boyunca Nur’un kahramanlar kafilesi içinde mühim bir yere sahip olan Tahiri Mutlu Ağabeyin Üstad ve Nur hizmetleriyle alâkalı bir çok hatırası da mevcuttur.

Hazret-i Üstadın Kur’ân ve Nur Risaleleri adına verdiği hukuk mücadelesi hengâmında, Afyon Ağır Ceza Mahkemesine hitaben yaptığı bir müdafaasında şöyle haykırır Tahiri Ağabey:

“Bu vatanda öz bir vatandaş olmakla, huzurunuzda hakikatten ayrılmayarak derim ki: Bu eserlerle ahlâkımızı dinen terbiye edip yükselten ve kendisine ‘müceddid’ dediğimiz halde bizi reddedip kıran ve büyük bir hürmetle üstad kabul ettiğimiz Said Nursî’nin senelerden beri talebesiyim. Kendisinde ve eserlerinde ve talebelerinde hükûmetin emniyetini ihlâle teşebbüs edecek hiçbir fiil olmadığına yakînen ve kat’iyen şahidim.” (Şuâlar, s. 466)

Mezarı Eyüp Sultan Kabristanında bulunan Tahiri Ağabeyi rahmetle anıyor, Cenâb-ı Hak’tan Aziz Üstadımızın ve Nur kahramanlarının şefaatlerine nail olmamızı yalvararak diliyoruz.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.


*