JOHN CARROLL `DA (ABD) ULUSLARARASI NURSİ KONFERANSI YAPILDI

Amerika Birleşik Devletleri, Ohio eyaletinin Cleveland şehrindeki John Carroll Üniversitesi bünyesindeki Bediüzzaman Said Nursi kürsüsü 6 Kasım 2006 günü Modern Türkiye’de İslam: Said Nursi Perspektifi konulu uluslararasi bir konferansa ev sahipliği yaptı. Türkiye, İngiltere ve ABD’den 12 kadar Nursi uzmanı ilim adamının katılımıyla yapılan konferanstaki paneller ve sunulan tebliğlerin kısa bir özeti aşağıdaki gibidir:

Üç panelden oluşan konferansın ilk paneli Dini Perspektifler başlıklı idi.

ABD, Georgia Ünversitesinden katılan Prof. Dr. Alan Godlas’ın sunumu “Nursi’nin Risale-i Nur’da Telvihât-i Tis`a kısmında Açıkladığı Tasavvuf Anlayışının Dini-Mantıki Bir Analizi” başlığını taşıyor. Prof. Godlas Bediüzzaman’ın esasen hiçbir tarikatı temsil etmediği ve ne onun zamanında ne de kendisinden önce oluşmuş hiçbir tarikata mensub olmadığını belirterek başladığı sunumunda Bediüzzaman’ın mesleğinin hakikat ve metodunun da hakikatla şeriatı birlikte yaşamak olduğunu söyledi. Aynı zamanda bazı manevi üstadları olan Bediüzzaman’ın tarikatte aykırı olmayan, bilakis temelleri azc, fakr, şefkat ve tefekkür esaslarına bina edilmiş hakikatı esas alan daha kısa ve daha emin bir yol temin ettiğini belirten Godlas, bu yolun esasen tasavvufa kazandırdığı derinliği dini-mantıki bir analizle ele aldı.

ABD’nin Chicago eyaletinde bulunan Loyola Üniversitesi’nden gelen Prof. Dr. Marcia Hermansen “Said Nursi ve Mevlana Ilyas: 20. Yüzyıl İslami Akımlarından Takva Temelli Maneviyat Örnekleri” başlıklı tebliğinde Bediüzzaman ile çağdaşı ve Hindistan’daki Tebliğ cemaatinin kuluşundaki etkin isim olan Mevlana İlyas’ı bulundukları şartlar ve fikirsel oluşumları dahilinde mukayese ederek değerlendirdi. Bazı benzerliklere dikkat çeken Dr. Hermansen en büyük farklardan birisinin Nur cemaatinin tefsir eserlerini esas aldığını, Tebliğ cemaatinde ise daha çok sünnet ve hadisleri örnek veren hikayelerin temel bilgi kaynağı olduğunu kaydetti. Teknoloji ve şehir hayatına sıcak bakmayan Tebliğ cemaati mensupları seyahat ederek bu hikayeleri yeni ulaştıkları bölgelerdeki halk ile paylaşıyor. Nur cemaati ise teknik araçları da kullanarak şehir ortamlarında yaşıyor ve çalışıyorlar.

ABD Utah Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. M. Hakan Yavuz “Sivil Toplum İnşasında Dinin Yeri: Said Nursi Örneği” başlıklı sunumunda çağdaş toplumların inşasında ahlak ve adaletin önemine değinerek Bediüzzaman’ın öğretisinde ahlak ve adaletin temelinin iman olduğunu belirtti. Müsbet hareketin toplumsal hayatta ehemmiyetine eserlerinde geniş yer veren Bediüzzaman, adil gelir dağılımı gibi sosyal adalete ilişkin konuları da ele alarak adaletin toplum sisteminin esası olduğunu belirtir. Prof. Yavuz Bediüzzaman’ın maddi manevi özgürlükler hususundaki duruşuna değinerek Bediüzzaman’ın gerçek bir sosyal demokrat olduğunu belirtti.

İngiltere’de bulunan Durham Üniversitesi’nden Prof. Dr. Colin Turner ile Dr. Hasan Horkuç birlikte kaleme aldıkları “Evrim mi Devrim mi? Bediüzzaman’ın Cihad Anlayışı” başlıklı tebliği Prof. Horkuç sundu. Nursi’nin medenilere galebenin ikna ile olacağını söylerken medenilerden kimin kastedildiğinin müphem olduğunu belirten Horkuç, Bediüzzaman’ın cihad anlayışının fiziki cihadın zamanımızda yeri olmadığını bilakis inananların manevi cihad hususunda kendilerini geliştirmelerine yönelik olduğunu belirtti.

Politik Perspektifler başlıklı ikinci panelde yine dört tebliğin sunumuna yer verildi.

ABD Michigan Üniversitesi’nde Sosyoloji doktorası yapan Mücahit Bilici “Ahlak Felsefesi ve İslami Demokrasi: Said Nursi Örneği.” Modern Batı felsefesini ahlaki akımları tanımlayarak sunumuna başlayan Bilici, Bediüzzaman’ın Nokta ve Münazarat eserlerini değerlendirdi. Özellikle Nokta Risalesi’nin Bediüzzaman’ın ahlak felsefesini tanımlayan bir eser olduğunu belirten tebliğde bu risalede yer alan ahlakın dört kaynağı, Kur’an, kitab-ı kâinat, Resuli Ekrem Aleyhisselatü Vesselam ve vicdan, ele alındı.

ABD San Diego Devlet Üniversitesi’nden katılan Dr. Ahmet Kuru “Said Nursi`nin Apolitik İslam Yorumu: İnanç Temelli Aktivizm ve Politik İslam ve Tasavvufla Mukayesesi” başlıklı sunumunda Bediüzzaman’ın iki tutumu sebebiyle politikadan uzak oluşunıu değerlendirdi. Bunlar İslami devlet ve devlet düzeni kurmak gibi bir politikası olmaması ve parti politiikalarından uzak kalışı.

ABD Kentucky Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. Oliver Leaman “Modern Türkiye’de Said Nursi`nin Politik Felsefesi” isimli tebliğinde Bediüzzaman’ın hayatındaki Eski Said, Yeni Said, ve üçüncü Said olarak bilinen son dönemlerindeki politik yaklaşımlarını değerlendirdi. Nursi’nin zamanın ve şartların gereğine en uygun şekilde hareket ettiğini belirten Leaman gerekli zamanlarda Bediüzzaman’ın siyasetle alakadar olduğunu kaydetti.

London Üniversitesi’nden katılan Dr.İhsan Yılmaz “Panacea’dan Yeni Suikast Terörizmine” başlıklı sunumunda terörizmin tehlikelerini ele alarak Bediüzzaman’ın müsbet hareketi esas alan öğretilerinin günümüz şartlarındaki önemine değindi.

Dinler Arası ve Sosyal Perspektif başlıklı son panelde üç tebliğ sunuldu.

Amerika Katolik Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. Sidney Griffith “İlahi Mesaj Arayışında Bediüzzaman Said Nursi ve Louis Massignon: Sırat-ı Müstakîmde Bir Müslüman ve Bir Hristiyan” konulu mukayeseli tebliğinde Bediüzzaman’ın çağdaşı olan Fransız İslam alimi Louis Massignon ile hayatlarındaki ve çalışmalarındakı benzerlikleri ele alıyor.

ABD John Carroll Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. Sheila E. McGinn “Saltanat-ı İlahî ve İslam Devleti: Hz. İsa (as) ve Bediüzzaman Said Nursi’nin Dini-Politik Görüşleri” başlıklı sunumunda sosyal ve politik adalete şiddetle önem veren Bediüzzaman’ı iki bin yıl önce aynı şeyler için çabalayarak insanlığa örnek olan Hz. İsa’nın mesajını en iyi şekilde anlayıp uygulayan bir Müslüman olarak değerlendirdi.

Yine ABD John Carroll Üniversitesi’nden katılan ve Nursi Kürsüsü’nün başkanı olan Dr. Zeki Saritoprak “Said Nursi ve Müslüman – Hristiyan İlişkileri” konulu sunumunda Bediüzzaman’ın ehl-i kitap ve özellikle Hristiyanlarla ilgili görüşlerini değerlendirdi. Bediüzzaman asrın şiddetli dinsizlik tehlikesine karşı dindar Hristiyanlarla iş birliği içinde çalışmayı öneriyor.

Kaynak:sorularlaislamiyet